‘Soykırım Defteri’: Bu tuzağa düşemeyiz!
Mısır’da atılan imzalarla birlikte, Gazze semalarında aylardır uğuldayan ölüm makinelerinin motorları sustu. Birkaç gecedir, hayatta kalan çocuklar bomba sesleriyle değil, annelerinin ninnileriyle uykuya dalıyor. Bizleri bir anlığına teskin eden bu sessizlik, bu kısacık nefes anı şüphesiz çok değerli. Ancak bu sükûnetin, bu ferahlamanın vicdanlarımızı sağırlaştırmasına, hafızamızı köreltmesine asla izin vermemeliyiz.
Liderler önceki gün Mısır’ın Şarm el-Şeyh şehrinde, adı “Barış Zirvesi” olan bir masada toplandılar. O masada Türkiye, Katar, ABD ve Mısır’ın garantörlüğünde imzalanan bir ateşkes metni var. Siyasi ve pragmatik nedenlerle hazırlanan
Yeşil Kapaklı Dosya
’daki şu taahhüdün altını çizelim:
“Bölgeyi; ırk, inanç, renk veya etnik köken ayrımı gözetmeksizin herkes için onurlu, güvenli ve refah içinde bir yer haline getirmeyi taahhüt ediyoruz.”
Kâğıt üzerinde güzel duran bu “barış” dili, aslında denkler arasında olmayan bir işgali, tarihte görülmemiş bir soykırımı durduran anlaşmadan ibaret. Peki ne oldu da bu masanın kurulması icap etti? Trump’ın Netanyahu’ya “Tüm dünyayla savaşamazsın” çıkışıyla başlayan, BM’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabaları ile kurulan temaslar ve akabinde İslam ülkelerinin liderleriyle devam eden siyasi süreç, İsrail’i bu ateşkese mecbur bıraktı aslında. Yoksa İsrail gerçekten de tüm dünyayla, devletlerle olmasa da halklarıyla savaşmak zorunda kalacaktı. Yükselen öfkenin Akdeniz’i yarıp Gazze sahillerine nasıl ulaştığını geçen hafta an be an yaşadık. Şu da var: Filoların ardı........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d