menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İbret alır mıyız?

50 1
25.04.2025

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde çok canımızı yitirdik, ağır tahribat oluştu; fakat kayıplarımız kadar acı bir takım manzaralarla da karşılaştık. Mesela borsa açılınca çimento fiyatları yükseldi, mesela depremzedelerin göçtükleri şehirlerde kiralar arttı, mesela yağmacılar enkaza üşüştü, mesela bazı müteahhitler, hurdacılar, hafriyatçılar ellerini ovuşturdu, mesela kalbi kara olduğu için “Suriyeliler gitsin” diyenler bu sefer “depremzedeler geri dönsün” diyebildi, mesela yaptığı üç kuruşluk yardımı başa kakanlar oldu, mesela enkazın altındakiler ve üstündekiler için ırkçılık yapanlar oldu, mesela daha enkaz altında canlar varken depremden siyasi rant devşirme peşine düşenler oldu…

Deprem haberini aldığı andan itibaren “ne yapabilirim? Hangi ucundan tutabilirim? Ne katkı sağlayabilirim?” değil de, “buradan nasıl kazanabilirim? Bunu nasıl fırsata çevirebilirim? Enkazdan nasıl faydalanabilirim?” diyenler oldu.

Hayatın acı gerçeği bu; toplum tamamen iyilerden oluşmuyor. Aramızda kötüler de var, ya da kötülüğün içinde bir avuç iyi var.

Televizyon kanalları sabah akşam toplumdaki kötülükleri, kötüleri sergiliyorlar. Hani derler ya, şeytanın aklına gelmeyecek rezillikler her gün önümüze düşüyor. Kavgalar, cinayetler, hırsızlık, bencillik, dolandırıcılık, merhametsizlik, istismar, tecavüz ve daha nicesi. Midemizin kaldırmayacağı öyle vakalar gösteriyorlar ki, topluma umudumuz azalıyor, çözülmenin, çürümenin yokuş aşağı gittiğini düşünüyor, karamsarlığa kapılıyoruz.

Öyle değil. Bütün olumsuzluklara rağmen........

© Yeni Şafak