menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir inkılaba inanmak

62 2
27.06.2025

İsrail’in Ortadoğu’daki varlığının Batı’ya sayısız faydaları var: Haçlı Seferleri’yle uğruna sayısız can verilen Hristiyanlığın kutsal mekanları İsrail’in koruması altında. Ortadoğu petrolleri sorunsuz şekilde Batı’ya akıyor. Ticaret yolları güvende. Tarihte olduğu gibi Müslümanların birleşmelerini, güçlenmelerini ve Batı’ya sefer düzenlemelerini de İsrail önlüyor. Bütün bunların üzerine, Yahudilerin bir devleti var ve bu da Batı’da Yahudi nüfusunun “tehlikeli” boyutlara gelmesini engelliyor.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında bölgede yapılan bu son derece faydalı ve işlevsel kurgunun bozulmasına Batı tabii ki izin vermeyecektir. O nedenle İsrail’in bütün sınırları aşan saldırganlığı Batı’da sonsuz hoşgörü ve destek alıyor. İsrail, Ortadoğu’da jandarmalık vazifesini yaparken kendi ajandasını da araya sıkıştırıyor, Vaadedilmiş Topraklar hayalini gerçekleştirmek için yaşıyor ve zaman zaman kendi hırsıyla Batı’nın çıkarlarını örtüştürmeyi de iyi beceriyor.

Müslümanların karşısında gerçekten büyük bir güç olan Hristiyan-Yahudi ittifakı var. Ekonomisiyle, teknolojisiyle, yok edici silahlarıyla ve aklıyla bu ittifak yenilmez, baş edilemez görülüyor. İsrail’in İran’a nükleer tehdit bahanesiyle saldırması başta ABD olmak üzere Batı’da tam karşılık bulmadı ama gerçek bir tehdit, gerçek bir kriz olsaydı, bütün o güçlü devletler Haçlı ruhuyla ve bu sefer Yahudi gücünü de arkalarına alarak bölgeye yine çökeceklerdi; gerekseydi, hiç tereddütsüz nükleer silahlara kadar her yönteme başvurulacaktı.

Yakın tarihte epeyce örneğini gördük. Irak’ta........

© Yeni Şafak