menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Atanamamış muhalifler

84 14
02.06.2025

İlim ve sanat erbabının iktidarla/otoriteyle münasebetleri hep mesafeli olagelmiştir; ateşe yaklaştıklarında yanacaklarını, uzaklaştıklarında ayazda kalıp donacaklarını bilirler. Otorite, ilim ve sanat erbabı için zemini hazırlar, imkanlar sağlar, yolları açar, destekler, teşvik eder, en başta özgürlüklerini güvence altına alır. İlim ve sanat erbabı da dalkavuk gibi övmekten, her yapılana peşinen burun kıvırmaktan kaçınarak belli bir mesafeden gerektiğinde över, gerektiğinde yererler.

Son yıllarda, her meselede olduğu gibi, ilim ve sanat erbabının iktidarla münasebetlerinde de denge şaştı, ifrat-tefrit, kutuplaşma orada da sağlıklı bir ilişkiyi ortadan kaldırdı.

Şimdi bir kısım ilim ve sanat erbabı sırtını bütünüyle otoriteye dayayıp “simbiyoz” yaşamı tercih ediyor; diğer bir kısım ise, müzmin, hastalıklı bir muhalefetle yapılan her işe, iyi de olsa, şiddetle karşı çıkıyor.

“Yandaş” ve “müzmin muhaliflerin” arasında bir “makul” kesim yok mu? Var. Çokça var. Gerektiğinde destekliyor, gerektiğinde eleştiriyorlar. İtibarlarını tamamen iş ve eserlerinden elde ediyor, iltifat görmeseler, hatta çoğu zaman anlaşılmayıp, kıymetleri bilinmeyip hor da görülseler, makuliyet ve hakkaniyet zemininde sapasağlam ilerliyor, otoritenin şiddetle ihtiyaç duyduğu rehberliği, yol göstermeyi, ışık tutmayı onlar ifa ediyorlar.

“Yandaş”, “müzmin muhalif” ve “makul” kesime şimdilerde bir de........

© Yeni Şafak