Küstah!
İsrail’i, yaptıklarını, yapmadıklarını ifade etmek için en doğru kavram hangisidir diye uzun boylu düşündüm… Bütün yollar döndü dolaştı, tek bir sıfata odaklandı:
Küstah
…
Aslında saygısız, kaba, terbiyesiz anlamlarında kullanılan Farça bir kelime… İngilizcede ‘insolence’, ‘arrogance’, ‘impudence’, ‘cheek / cheekiness’, ‘audacity’, ‘effrontery’ gibi kavramlarla karşılanmaya çalışılıyor. Yaklaşık Türkçeleri; saygısız, haddini bilmez, kibirli, utanmaz, arsız…
Almancada ise ‘Frechheit’, ‘Arroganz’, ‘Unverschämtheit’, ‘Kühnheit’, ‘Verwegenheit’ ile karşılanıyor… Yukarıdakilere ilaveten ukala, kendini beğenmiş, cüretkâr, pervasız karşılıklarını da kapsıyor…
Uluslararası ilişkilerde
de devletlerin ya da liderlerin diplomatik teamülleri veya insan haklarını hiçe sayarak, güce yaslanarak sorumluluktan kaçma, hesap vermeme çabası ile hukuk dışı uygulamaları meşrulaştırma için sergiledikleri pervasız ve saldırgan tutumları tanımlamak için kullanılıyor.
İsrail devletinin 1948’de kurulmasıyla başlayan süreç,
Lübnan, Suriye, Mısır, Ürdün, Filistin
topraklarında süregelen çatışmaların ve etnik temizlik politikalarının temelini oluşturmuştu.
İsrail’in,
Batı Şeria ve Gazze
’deki yerleşim politikaları, mültecilerin dönüş hakkının reddi, Kudüs’ün statüsüne yönelik tek taraflı adımları ve Filistinlilere uygulanan sistematik ayrımcılık, saldırganlık, küstahlığın bir devlet politikası hâline geldiğinin kanıtıdır.
İsrail’in uluslararası hukuk önünde hesap vermesi, çoğu zaman ABD’nin diplomatik, askeri ve ekonomik koruması aracılığıyla engellenmiştir. Bu durum da küstahlığın temel dinamiklerinden biri olan
‘cezasızlık kültürünü’
beslemiştir.
İsrail’in kendini sürekli mağdur konumuna yerleştirerek yürüttüğü
küresel algı çalışmaları,
medya aracılığıyla kamuoyunu
manipüle etme
çabasının bir........
© Yeni Şafak
