menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fazla olan yanlıştır

26 0
29.05.2025

Önce, müsaade buyurursanız, bir

iletişim kuramının

altını iyice çizelim:

İtibarın

bir kurum ve kişinin üzerinde birden fazla hem ticari hem de sosyal pozitif etkisi vardır… ‘

Isı kalkanı

’, krizlere karşı ‘

koruma şemsiyesi

’ görevlerini yerine getirir…

Aynı ürün ya da hizmeti rakiplerden daha yüksek fiyata pazarlama şansını sunar; daha nitelikli insan kıymetlerinin daha uygun şartlarda istihdamını sağlamaya hizmet eder; halka arz durumunda ise talep yaratır, mevcut talebi artırır…

Bu, sadece bir özetti; üzerine sayfalar dolusu makale ve kitap yazmak, örnekleri artırmak mümkündür (Bkz. İtibar Yönetimi, Reputation Management başlıklı çalışmalar)…

İtibarın, iki ana eksenin bileşkesinden oluştuğu tespit edilir:

Tanınma

ve

Beğeni

. Ancak, bir kişi ya da kuruluşun tanınmasının artması, onun beğenisinin de aynı oranda artacağı anlamına gelmez…

Eğer beğeni eksenini oluşturan parametreler doğru yönetilmez ve beğeni düzeyini aşağı doğru çekerlerse; tanınmayı artırmanız ters tepebilir, yani beğeniyi daha da düşürebilir. Bu da kuruma ve şahsınıza duyulan olumsuz duyguları tetikler ve artırır.

Yalnızca ‘tanınma’ odaklı iletişimin en sefil örneği ise Anglosaksonların ‘

publicity

’ dediği ‘

medyada görünürlük

’ konusuna sürekli yatırım yapmak olarak tespit edilebilir… Bu durum ise o kurum ve kişilerin toplum ve yönetimler nezdinde

itibar kaybı çıkışlı nefret objesi

hâline gelmelerine neden olabilir ve işte o zaman insana bedel ödetirler!..

Bu nedenle, beğeni puanından yoksun publicity’nin fazlası yanlıştır…

Geçmişten birkaç örnek verelim…

Banker Kastelli

olarak bilinen

Cevher Özden, Çiftlik........

© Yeni Şafak