Bu sefer çam değil, orman devirdi…
Sayın
Özgür Özel’in
son gafı, bugüne kadar yaptıklarının hepsinin üstüne tüy dikti…
Önce ‘
kırmızı kart
’ gösterip sonra arkasını getirememesi, oruç yerine “sahur tutmak” demesi,
İsmet Paşa’yı
övme girişiminin lafla dövme ile sonuçlanması, “Bedelli askerlik yapanlar bana oy vermesin”, “Trabzon’un kuzeyi makbuldür, güneyi değil”, “Alevi yurttaşlardan aldığım alkışı Sünni vatandaşlardan alamıyorum ben. Alevilerin coşkusu her zaman Sünni seçmenden fazla” açıklamaları,
23 Nisan’ı
götürüp 1923’e park etmesi… Bunların hepsi belki sürçü lisan denilerek affedilebilir, yorgunluğa yorulabilir, amacını aşmış, dikkat dağınıklığına bağlı diye düşünülebilir…
Hatta
Cumhuriyet Başsavcısı’na
hakaret etmesi, tehditler savurması bile siyasi bir hamle, kendini içeri attırmak için bir taktik olarak görülebilir.
Ancak, tüm olumsuz duyguların bir kenara bırakıldığı, en kanlı düşmanla bile çatışmaya ara verildiği, affetmenin ve affedilmenin en büyük erdem sayıldığı, inanç ve değerler sisteminin en etkili kilometre taşlarından biri olan
bayramı
ve
bayramlaşmayı
reddetmek hiçbir şekilde affedilemez…
Büyüklerimiz “Her şeyle kavga et; ama değerlerle asla. Çünkü bedeli çok ağır olur” derlerdi… Bu sefer bu gaftan Özgür Özel Bey için çıkış çok zor…
“Bir nesli kaybettik”
Başlıktaki sözler bir lise müdürüne ait… Yalnızca akademik eğitimin makbul görüldüğü, dolayısıyla teşvik edildiği bir sistemde gençlerin yetenekleri, ilgi alanlarına göre yetiştirilmemesinin, ülkenin de ihtiyacı olan iş........
© Yeni Şafak
