Ulusal güvenlik ve AB üyeliği
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 19-08-2001 tarihli yazısıdır
Bazı çevrelerce "sendrom" olarak ifade edilen ulusal güvenlik hassasiyeti, iyi bilinmelidir ki ülkemizin mevcudiyetinin ve devamının teminatıdır.
Dünya dengelerine hakim süper güçlerin, stratejik konumumuz ve sahip olduğumuz kaynaklar nedeniyle hiç bir zaman vazgeçmedikleri "elde etme" projeleri hepimizce malumdur. Her türlü tehdide karşı, devletimizin 7'den 70'e tüm bireylerinin bu hassasiyeti göstermesi bir vatandaşlık görevidir.
Ayrıca üniter yapımızın korunması, demokratik sistemin devam için de, güvenlik meselesi, devlet geleneğinde asla taviz verilmeyecek bir zorunluluktur.
Ulusal güvenlik konusunda milletin temsilcilerine karşı Bakanlar Kurulu sorumludur.
Başbakanın imzaladığı "Milli Siyaset Belgesi" ile ana hatları belirlenmekte; "Milli Askeri Strateji Dokümanı"yla da Silahlı Kuvvetler bunu tamamlamaktadır. Yani, ulusal güvenlik sadece askerî kanada mâl edilecek bir mesuliyet değil; sivil ve askerî birimlerin ortak planıdır.
Buna rağmen hayati meseleye karşı yapılan eleştirilere tek ciddi yanıt Genelkurmay'dan gelmiştir. Genelkurmay "her ileri adımın ulusal güvenlik gerekçesiyle kesildiği" şeklindeki devletimizin kurumlarını hedef alan ifadeleri; dile getiriliş tarzı ve zemini........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Mort Laitner
Stefano Lusa
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon