Kalkınmak için çalışmak ve üretim şarttır
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 05.10.2001 tarihli yayımlanan yazısıdır
Toplum hayatında sosyal hadiseler ile ekonominin seyri yakından ilgilidir. Takip edilen ekonomik politikalar halkın refah durumunu, alım gücünü, hayat standardını direkt olarak etkiler.
Bunun tersi de mümkündür. Sosyal veya siyasî alanda yaşanan herhangi bir istikrarsızlık ve belirsizlik ekonominin değerlerini alt-üst eder.
Döviz veya altın yüksek oranda iniş-çıkışlar gösterebilir. Bu itibarla sosyal gelişmeleri ekonomik grafikten ayrı düşünmek mümkün değildir.
Ekonomik savaşların yüzyılı
Ülkelerin ekonomi politikaları millî çıkarlar esas alınarak ve uzun vadeli planlamalarla belirlenir. İktisadî kalkınma hayatî öneme sahip bir meseledir. Günümüz dünyasında ise bu konu çok daha ciddi boyutlara ulaşmıştır.
21. yüzyıl Japonlar'ın deyimiyle "savaşların büyük ölçüde iktisadî sahada cereyan edeceği" yüzyıldır. Bu alanda takip edilen politikaların doğruluğu veya yanlışlığı bir ülkeyi "gelişmişler" kervanına katabileceği gibi, "fakir" ve "muhtaç" bir konuma da sürükleyebilir.
İçte halkın refah düzeyi ekonominin seyriyle doğru orantılı iken, dışarıda da bir ülkenin saygınlığını ve itibarını artık büyük ölçüde iktisadî kalkınmışlık seviyesi belirliyor.
Bu noktada ekonomik gelişmeyi, teknoloji ve sanayi........
© Yeni Mesaj
