İslam tarihinde ilk fitne
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde 20.02.2015 tarihli yayımlanan yazısıdır
İslam tarihinde ilk fitnenin Cemel ve Sıffın savaşlarından çıkıp çıkmadığı bendenize soruldu.
İslam tarihinin ilk fitnesi, henüz Resulullah'ın defin işlemleri gerçekleşmeden Sakife'de yapılan 'oldu bitti'dir.
Hz. Ali Efendimiz ve birkaç sahabe Hz. Peygamber'in cenaze merasimi ile ilgilenirken, aralarında Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in de bulunduğu az bir sahabe topluluğu Sakife denilen yerde halifeyi reyleri ile seçmişlerdir.
İlk fitne ateşi de burada yakılmıştır. Zira Resulullah'ın rihletinden çok kısa bir süre önce Gadir mevkiinde Hz. Ali'yi halife ve yerine vasi olarak atadığını bilen başta Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer olmak üzere bu sahabeler emre uymamış, duyduklarını inkâr etmiş ve kendi aralarında Hz. Ali'nin dışında bir halife seçmişlerdir.
Altının çizilmesi gereken husus, İslam'da halifeliğin ümmet reyi ile belirlenemeyeceği konusudur. Halifenin seçimi nas iledir. Cenab-ı Hakk'ın emri ile işaret edilir ve Resulünün sünneti ile seçim gerçekleşir.
İmamı seçen ve işaret eden Allah ve Resulü'dür. Nitekim Hz. Ali'nin imam olarak tayini aynen bu şekilde olmuştur.
Ne Hz. Ebubekir'de, ne Hz. Ömer'de, ne de Hz. Osman'da Cenab-ı Hakk'ın işareti ve Resulullah'ın halife olmaları yönünde bir nasp söz konusu değildir.
Sakife'den sonra, imamet ve hilafet makamı biri birinden ayrılmıştır. İmamet, Hz. Peygamber'in hadislerinde beyan buyurduğu, Ehl-i Beyt'inin yolundan gelen Hz. Ali'nin evlatlarının hakkıdır.
Hilafet ise bir koltuk sevdası şeklinde devletin başına geçme hevesi olarak farklı kişilerin elinde adeta bir topa dönüşmüştür.
220 Sünni âlimin eserinde yer alan ve hiçbir şüpheye yer bırakmayacak açıklıktaki Gadir-i Hum konusu, imamet ilanıdır ve Ehl-i Beyt dünyası için bir iman şartıdır.
Sünni ulemadan Hafız Ebu Cafer Muhammed b. Cerir-i Taberi, "El Velayetu Fi Turuk-ı Hadis-il Gadir" adlı kitabında Gadr hadisini Zeyd b. Erkam'dan şöyle rivayet ediyor:
"Resulullah (sav) Veda Haccı'ndan dönerken öğle vaktinin sıcağında Gadir-i Hum denen yerde durdu. Büyük gölgelikler kurulmasını emretti.
Gölgelikler kurulduktan sonra herkesin cemaat namazı için toplanmasını buyurdu. Cemaat namazı için toplandık; Allah Resulü (sav) bizlere bir hutbe okuyarak şöyle buyurdu:
"Allah-u Teala bana şu ayeti nazil etti: 'Ey Resul! Sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan peygamberliğini tebliğ etmemiş gibi olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır.' (Maide, 67)
Cebrail, bana burada Rabbimin şu emrini bütün herkese iletmemi emrettiğini bildirdi:
'Ali b. Ebu Talib benim kardeşim, vasim ve halifem, benden sonra İmamdır.' Ben de size tebliğ ediyorum.
Ben her kimin mevlası isem, bu Ali (as) de onun mevlasıdır; bu Allah........
© Yeni Mesaj
