menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’

37 43
10.07.2025

Hükümetin "Terörsüz Türkiye" adını verdiği yeni açılım sürecini değerlendirirken, sürecin iki tarafı olduğu için her iki tarafın açıklamalarıyla değerlendirmek gerekiyor.

Acaba hükümetin topluma anlattığı Terörsüz Türkiye ile diğer tarafın yani İmralı'nın, Kandil'in anlattığı, kastettiği süreç aynı şeyler mi?

Hükümet yetkililerinin ve sürecin fitilini ateşleyen MHP lideri Bahçeli'nin açıklamalarına göre, bu tarihi bir başarı, PKK'nın silah bıraktığı, terör tehdidinin ortadan kalktığı, yıllarca on binlerce insanımızın kanını döken bir terör belasının başımızdan defolması gibi bir anlamı var.

Hatta öyle ki, iktidarın bu sürece yönelik eleştirilere bile tahammülü yok. Sayın Bahçeli işi bir ileri noktaya taşıyarak, grup toplantısında, "Terörsüz Türkiye artık bir devlet politikası haline gelmiştir. Devletin başı Terörsüz Türkiye'yi gerçekleştirmekle mükelleftir. O sebepten dolayı Sayın Cumhurbaşkanımızın her daim yanında ve arkasında olacağız. Onu yalnız bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.

Hükümetin bir politikasını "devlet politikasıdır" diye tanımlarsanız, bu politikada birçok yanlışlar olmasına rağmen eleştirilmesine de tüm kapıları kapatmış olursunuz.

Devlet politikaları bu şekilde bir ya da iki siyasi partinin anlayışıyla belirlenmez, toplumsal mutabakatla oluşturulur. Hükümetin Terörsüz Türkiye sürecini eleştirenler asla ve asla Türkiye'de terörün bitmesine karşı değil, İmralı ile Kandil ile yürütülen müzakere sürecine karşı. Bu noktada eğer bir şey devlet politikası olacaksa, o da "terörle müzakere etmemek" olmalıdır.

Peki, sürece İmralı nasıl bakıyor? Öyle ya, Terörsüz Türkiye diyorsak, bundan terör örgütü PKK ve elebaşı Öcalan oldukça........

© Yeni Mesaj