Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci
AKP hükümetinin enflasyonla mücadele yöntemi bildiğiniz gibi talebi baskılamaya dayalı.
Bunu Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın ve Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın açıklamalarında görüyoruz
Talebi baskılamak, elbette vatandaşların gelirini, satın alma gücünü "bilinçli olarak" azaltmak anlamına geliyor. Bu açık ve net bir hükümet politikası.
Durum böyle olunca, bu hükümetten makul bir asgari ücret, makul bir emekli maaşı ya da memur maaşı artışı beklenebilir mi?
Bu sebeple, sağlıklı bir yaşam için yeterli bir gelir isteniyorsa, bunun yolu mevcut ekonomik sorunların temel sebebi olan hükümetle ısrarla ve inatla devam etmek değil, bu sorunlara doğru çözümler sunanları tercih etmektir.
Şimdi son güncel verilerle milletimizin ekonomik durumunu bir nebze değerlendirmeye çalışalım.
Türk-İş eylül ayına ilişkin açlık ve yoksulluk verilerini paylaştı. Buna göre 4 kişilik bir ailenin aylık mutfak gideri olan açlık sınırı 27 bin 970 TL, mutfak giderlerine ilaveten, diğer masraflarını da kapsayan yoksulluk sınırı 91 bin 109 TL'ye yükseldi. Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 36 bin 305 TL oldu.
Asgari ücret 1 Ocak 2025'ten bu yana 9 aydır aynı, 22 bin 104 TL, en düşük emekli maaşı ise 16 bin 881 TL.
Dikkat ederseniz, asgari ücret açlık sınırının 5 bin 866 TL altında kalmış. Diğer bir ifadeyle, asgari ücret 4 kişilik bir ailenin sadece mutfak masrafını karşılamaktan çok uzak. Milyonlarca emeklinin geliri ise bundan çok daha vahim durumda.
Hatta asgari ücret sadece bir işçinin yaşam maliyeti olan 36 bin 305 TL'nin 14 bin 201 TL altında kaldı. Bir kişinin masraflarını karşılayamayan bir gelire 4 kişilik bir aile mahkum ediliyor.
Türk-İş'in açlık sınırı verilerindeki artışa bakılırsa,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Mort Laitner
Stefano Lusa
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon