Cezasızlık algısı iktidara yakın olanlarda var!
10. Yargı Paketi olarak bilinen "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Teklifi" TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edilmiş ve TBMM genel Kurulu'nun onayına devredilmişti.
Yazımı yazdığım sıralarda oylamanın sonucu henüz belli değildi ama tahmin etmek güç değil, Meclis'teki çoğunluk sebebiyle elbette ki kabul edilecek.
Normal şartlar altında demokrasinin hakim olduğu, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruyabildiği ortamlarda, ihtiyaç durumunda devlet ve milletin çıkarları gözetilerek yargıda düzenlemeler yapılabilir, bu gayet doğaldır.
Ama yapılan düzenlemeler demokrasiye zarar veriyor, yargının bağımsızlığını da tehlikeye atıyorsa işte orada durmak gerekiyor.
Çünkü oluşacak zarar bu adımı atanlar da dahil herkese olur.
"Adalet herkese lazım" sözünü hiçbir zaman unutmamak gerekir.
2010 anayasa değişikliği referandumuyla birlikte yargı kurumlarında yapılan değişiklikler, siyasilerin bu kurumlardaki etkisini artırdı.
Yargı kurumları "en güvenli" kurumlarken, yapılan anketlerde en güvensiz kurum olan siyaset kurumunun etkisi altına girmesi ciddi güven kaybına neden oldu.
2017 referandumuyla birlikte partili cumhurbaşkanlığına geçiş ve siyaset kurumunun yargı üzerindeki etkisinin daha da artması, bu güvensizliği daha da pekiştirdi. Dikkat ederseniz, bu aşamadan sonra bazı yargı kararlarına "Acaba bu siyasi mi, hukuki mi?" soruları yöneltilmeye başlandı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Millet iradesinin hakimiyeti" ve "Hukukun üstünlüğü esastır" prensibi........
© Yeni Mesaj
