Ebu Suudun Alevi katliamı fetvası
Bu konuda çokça şeyler söylendi ve yazıldı.
Yazımızın konusu olan Alevi katliamlarına fetva verilmesi meselesine, hem akademik hem de ölçülü yaklaşılması taraftarıyım.
Ancak gerçek ne ise onun ortaya konulması ve haksızlık yapılan kesimlere hakkın teslim edilmesi, mutlak bir zarurettir.
Kanuni döneminin Şeyhülislam'ı olarak bilinen Ebu Suud'un, Peygamber efendimizin soyundan gelen Ehl-i Beyt'e karşı olan kini dolayısıyla, onların izini süren Alevilere karşı 'katli vaciptir' şeklinde din dışı fetvalar verdiğini bilmeyen yoktur.
Örneğin Ebu Suud'a göre; Yunus Emre'nin "Cennet cennet dedikleri, bir ev ile birkaç huri. İsteyene ver sen onu, bana seni gerek seni" adlı şiirinde, cennetin hafife alındığı gerekçe gösterilerek, bu şiirle ilgili küfrü muciptir fetvası verdiği bilinmektedir.
İslam anlayışını ruhu itibariyle kavrayamayan ve onu Sünnilik kalıbına sokmaya çabalayan Ebu Suud, aldığı bütün karar ve fetvalarında büyük hatalara düşmüş ve hatta din dışı uygulamalara imza atmıştır.
Bugün İslam dünyasında ve Suriye özelinde yaşanan mezhepçi kavgaların temelleri, işte bu fetvalar sayesinde atılmıştır.
Olayın başlangıç noktasını ise, Sakife olayı oluşturur.
Ebu Suud, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, "Kızılbaşların (Alevilerin) topluca öldürülmeleri elbette dinimize göre helaldir. Bu, en büyük, en kutsal savaştır" diye fetva vererek, Alevilerin katledilmesini "dinen helal" gören ve 29 yıl görevde kalan şeyhülislamdır.
İslam dünyasının yüz karası olan Ebu Suud'un ismi sokağa, aynı........
© Yeni Mesaj
