menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tarla ile market arasındaki makas: Kimin cebine, kimin zararına?

27 1
08.09.2025
Türkiye'de tarla ile market arasında giderek büyüyen fiyat farkı artık sadece iktisatçıların değil, vatandaşın günlük hayatını doğrudan etkileyen bir kriz haline geldi. Geçtiğimiz günlerde Bursa'nın Karacabey Ovası'ndan gelen haberler bu tablonun en çarpıcı örneğini sundu. Fazla ekim nedeniyle tarlada kilosu 30 kuruşa düşen karpuz, Bursa şehir merkezinde 10 liraya satılıyordu. Yani 70 kilometrelik bir yolculukta fiyat 30 katına çıkıyordu.

Benzer bir tablo patateste de yaşanıyor. Çiftçi, kilosunu 8 liraya mal ettiği üründen zarar ederken tüketici 20 liradan aşağıya patates bulamıyor. Kimi ürünlerde bu fark 00'ü, hatta @0'ü buluyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin verilerine göre havuç tarlada 11 lira iken markette 47 lirayı aşıyor. CHP'li milletvekillerinin Meclis gündemine taşıdığı örneklerde de aynı çarpıklık var: Tarlada 3 lira olan domatesin 45 liraya, 5–6 liraya mal edilen biberin 60–80 liraya satıldığı belgeleriyle ortaya kondu.

Peki neden bu makas bu kadar açılıyor? Üretici kazanamıyor, tüketici ucuza yiyemiyor; ama bir yerlerde büyük kazanç sağlanıyor. İşte sorulması gereken budur.

Aracılar zinciri ve maliyetler

Tarla ile mutfak arasına dizilmiş çok sayıda aracı bu farkın ilk nedeni. Tüccar, komisyoncu, nakliyeci, depocu, perakendeci derken her basamak fiyatın üzerine yeni bir yük bindiriyor. Bir domates tarladan çıkıp sofraya ulaşana kadar 7–8 farklı el değiştiriyor. Bu zincirin her halkası kendine düşeni alıyor; ama çiftçinin alın teri aynı oranda değerlenmiyor.

Buna bir de girdi maliyetlerini eklemek gerekir. Mazot, gübre, elektrik, ambalaj, depolama… Hepsi üreticinin belini büküyor. Çiftçi maliyeti karşılamak için ürününü daha yüksek fiyattan satmak istese de tüccarın baskısıyla düşük fiyata razı........

© Yeni Mesaj