Tarımda zincir kırıldığında
Kotalarla Başlayan Süreç
2000'li yılların başında uygulanan politikalar, "tarımı disipline etme" söylemiyle yola çıktı. Şeker Yasası, Tütün Yasası ve benzeri düzenlemelerle çiftçiye kota getirildi. Oysa bu yasalar, sadece üretimi kısmakla kalmadı; aynı zamanda köylüyü topraktan kopardı. Tarımın ikinci plana itilmesi, aslında Türkiye'nin potansiyelinin bilinçli bir şekilde törpülenmesiydi.
O dönemde Avrupa Birliği ile yürütülen müzakerelerde de benzer bir tablo vardı. "Tarımı küçültürseniz size pazar kapılarını açarız" mesajı, politikaların perde arkasını oluşturdu. Türkiye'nin verimli topraklarında yetişen ürünler, dış rekabet karşısında değersizleştirildi.
Pamuktan Buğdaya, Şekere ve Tütüne
Mesela gümrüklerimizden yüzde 50 daha ucuz ithal pamuğun ülkemize girdiği o günlerde belki de bu duruma sevinenlerimiz bile var idi. Derken Çukurova'nın pamuğu dalında iken, dışarıdan getirilen ucuz ürünle yarışamaz hale geldi. Önce çırçır atölyeleri sustu, ardından tekstil fabrikalarının bacaları söndü. Çukobirlik gibi köklü kurumların çöküşü, sadece bir sektörün değil, bir kentin belleğinin de yitimi demekti.
Buğdayda da durum farklı değildi. 1990'lardan itibaren artan ithalat, Türkiye'yi bağımlı hale getirdi. TÜİK verilerine göre........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Mort Laitner
Stefano Lusa
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Robert Sarner