NATO savunma harcaması kararı ve Türkiye: Güvenlik mi, bağımlılık mı?
Bu süreçte, özellikle ABD'nin F-35 programında yaşadığımız tecrübe çarpıcı bir ibrettir. 2002'de ortak olduğumuz bu program için 1,4 milyar dolar ödeme yaptık, uçakların parçalarını ürettik. Ancak Rusya'dan S-400 alımımız bahane edilerek programdan 2019'da çıkarıldık. Ödediğimiz para geri verilmedi, uçaklar teslim edilmedi.
Bu sadece bir teknik uyumsuzluk krizi miydi? Hayır. Bu, "stratejik bağımsızlık arzusu" gösteren her aktöre verilen kolektif bir uyarıydı. F-35'i alamayan Türkiye, alternatif olarak F-16 Block 70 uçakları ve modernizasyon kitleri satın almak zorunda kaldı. Satış onaylandı ancak yine yıllarca süren bir "izin" süreci yaşandı.
Şu soruyu sormak zorundayız: Biz neden kendi uçağımızı üretemiyoruz? KAAN adı altında yürütülen 5. nesil milli muharip uçak projesi umut verse de henüz yeterli değil. Motoru ABD menşeili (F110-GE-129), radarı test aşamasında, silah sistemleri entegre değil. Kendi radarımız, kendi motorumuz, kendi algoritmamız olmadan bu uçak, "tam bağımsız" sayılamaz.
- Türkiye bugün itibariyle savunma harcamalarına GSYİH'sinin yaklaşık %2.1 ila %2.3'ünü ayırıyor. Bu oran, NATO ortalamasının altında değil; ancak %5 gibi bir seviyeye çıkması, mevcut harcamaların 2–2.5 kat artması anlamına gelir.
- Mevcut savunma harcamalarının @–45'i ithalata dayalı. Yerli savunma sanayii ürünleri artmakla birlikte, özellikle radar, motor, yazılım ve çip tabanlı parçalarda bağımlılık sürmektedir.
- 2024 yılında Türkiye'nin toplam savunma ve havacılık ihracatı 7,1–7,2 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştı. Baykar bu rakamın yaklaşık 1,8 milyar dolarını tek........
© Yeni Mesaj
