Medeniyetler savaşında Türkiyenin yeri
Prof. Dr. Baş'ın ifadesiyle, dünya üzerinde yaşanan çatışmaların özü "medeniyetler savaşı"dır. Bu kavgada taraflar ne kadar farklı isimler altında gösterilse de asıl hedef Müslüman Türk kimliğidir. Bu kimlik, yalnızca bir etnik aidiyet değil; İslam'ın medeniyet kurucu, ahlak inşa edici ve toplum düzenleyici yönünü taşıyan tarihsel bir tecrübenin adıdır.
Bu noktada dikkat çekici olan, Mustafa Kemal Atatürk'e dair yapılan çarpıtmalara karşı Haydar Hoca'nın net ve belgeli duruşudur. Atatürk'ün İslam'ın safında yer aldığı, üniter devleti Müslüman Türk kimliği üzerine kurduğu tespiti, tarihsel bir iddia değil, somut bir gerçekliktir. 1923–1938 arası Cumhuriyet, bu kimlik etrafında birleştirilmiş ve içeriğinde Arap, Kürt, Çerkez, Laz, Boşnak demeden Müslüman olan herkes bir millete dâhil edilmiştir. Fakat 1938 sonrası, bu kimliğe karşı içerden ve dışardan sistematik bir saldırı başlatılmıştır.
Haydar Hoca'nın asıl dikkat çektiği nokta, bu saldırının yalnızca dış kaynaklı değil, içerideki "aydın" zümre aracılığıyla yürütülmesidir. Devlete karşı oluşturulan nefret dili, dini hassasiyetleri olan halkın, misyoner yapılarla iç içe........
© Yeni Mesaj
