menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Lozan, Türklük ve Yeni Anayasa

17 0
26.05.2025
PKK'nın silahlı faaliyetlerini sonlandırdığını açıklaması, ilk bakışta bir geri çekilme olarak algılansa da örgütün ideolojik çizgisi ve siyasi hedefleri açısından bu, bir son değil; yeni bir başlangıç olarak sunuluyor. Abdullah Öcalan'ın "demokratik konfederalizm" fikri temelinde şekillenen yeni süreçte, örgütün yapısal olarak dönüşeceği ancak varlığını başka formlarda sürdüreceği anlaşılıyor. Bu bağlamda öne çıkan üç temel talep dikkat çekiyor:

1- Lozan Antlaşması'nın tartışmaya açılması,

2- 1921 Anayasası'na dönüş,

3- Abdullah Öcalan'a fiziki özgürlük.

Bu talepler, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini doğrudan hedef alıyor. Ancak bu ciddi iddialara karşılık, devlet kademelerinden özellikle Lozan konusunda yeterince net ve güçlü bir duruş sergilenmemesi dikkat çekiyor. Ne Sayın Erdoğan'dan ne de Sayın Bahçeli'den Lozan'a doğrudan sahip çıkan açıklamalar duyulmadı. Bu da kamuoyunda, "sessiz onay" algısına neden olabiliyor.

ABD ve uluslararası aktörlerin rolü

PKK'nın bu yeni yönelimi açıklanırken Amerikan Dışişleri yetkililerine "bu kararda ABD'nin etkisi var mı?" sorusu yöneltildi. Sözcünün, "diplomatik görüşmelerin detaylarına giremeyiz" cevabı, sürece dış destek ihtimalini güçlendiriyor. Ayrıca, PKK'nın kararının Suriye kolu olan YPG ve PYD'yi kapsamadığının altı, Cengiz Çandar tarafından DEM Parti adına özellikle çizildi. Zaten daha sonra da SDG yetkilileri, video konferans yoluyla katıldıkları Washington'daki bir basın kulübü toplantısında Öcalan'ın çağrısının ''Suriye'deki Kürtlerle ilgili olmadığını,........

© Yeni Mesaj