menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kürt kalemiyle çizilen harita: Irak’ta oldu, Türkiye’de neden olmasın?

17 1
24.07.2025
2005'te Irak'ta yaşanan anayasal dönüşümün ve Kürt kimliğinin resmîleştirilmesinin, bugün Türkiye'de aşama aşama devreye sokulduğunu görmek zor değil. Irak'ta "dil hakkı", "federal yapı", "kimlik temsili" gibi kulağa hoş gelen kavramlarla başlayan süreç, kısa sürede etnik temelli fiilî devletçikler doğurdu. Bugün Türkiye'de benzer söylemlerle "sivil anayasa", "ana dilde eğitim", "yerinden yönetim" gibi başlıklar yeniden gündeme getiriliyor.

IRAK'TA NE OLDU?

Saddam sonrası Irak'ta, ABD gözetiminde hazırlanan 2005 Anayasası ile Kürtler anayasada kurucu unsur olarak tanındı. Kürtçe, Arapça ile birlikte resmî dil ilan edildi. 2014'te çıkarılan uygulama yasası ile bu hak kurumsal hale getirildi. O gün bugündür Irak'ta Kürtler resmî belgede, okulda, mahkemede, parlamentoda Kürtçe konuşabiliyor.

Ancak bu görünürde demokratik adımlar, sahada demografik mühendisliğin ve etnik tekleşmenin örtüsüne dönüştü. Türkmenler önce Araplaştırıldı, sonra Kürtleştirildi. Kerkük başta olmak üzere Türkmenlerin yaşadığı alanlara yüz binlerce Kürt yerleştirilirken, UNESCO ve AB destekli sözde "çok dillilik" projeleri yalnızca Kürtçeyi destekledi; Türkmence ve diğer diller yok sayıldı. Irak'ta "eşit hak" söylemi, fiilen tek kimlikli bir yapılanmaya evrildi.

TÜRKİYE NEREYE SÜRÜKLENİYOR?

Türkiye'de bugün benzer kavramlar dolaşıma sokuluyor: "Ana dilde eğitim", "kimlik temsili", "yerinden yönetim", "çoğulcu anayasa"... Üstelik bu kavramlar sadece içeriden değil, dış bağlantılı STK'lar ve Batılı........

© Yeni Mesaj