Karikatür krizi, Şeyh Said gündemi ve siyasal itibar restorasyonu
Leman Dergisi'nin yayımladığı ve Peygamber Efendimiz'e (s.a.a.) doğrudan hakaret içeren bir görsel, kamuoyunda haklı olarak büyük bir infial doğurmuş; söz konusu içerik, inanç ve değerlerimize yönelik açık bir saldırı niteliği taşımaktadır. Bu saldırı üzerinden yükselen tepkiler hem toplumsal duyarlılığı hem de siyasal kutuplaşmayı yeniden derinleştirmiştir.
Ancak burada sorgulanması gereken asıl mesele, bu provokatif görselin hangi siyasal iklimde, hangi toplumsal gerilimlerin ortasında ve hangi sorunların üzerini örtmek üzere servis edildiğidir.
Zira karikatürün içeriği kadar, ne zaman ve nasıl dolaşıma sokulduğu, bu olayın sadece kültürel değil aynı zamanda siyasal amaçlı bir yönlendirme olduğunu da gözler önüne sermektedir.
KARİKATÜRÜN ZAMANLAMASI VE ALGISAL GÜCÜ
Karikatürün yayımlandığı zamanlama, "Terörsüz Türkiye" söyleminin yeniden dolaşıma sokulduğu ve hükümetin toplumsal desteğini kaybettiği bir döneme denk gelmiştir. Kamuoyunun dikkatini tek merkezde toplayacak, manevî duyguları harekete geçirecek bir "şok edici olay" beklentisinin oluştuğu bu ortamda, Hz. Peygamber'e yönelik bir ima üzerinden gündem şekillendirilmiştir.
Leman Dergisi, çizimin Hz. Muhammed'e yönelik olmadığını, Gazze'de ölen "Muhammed" adlı bir çocuğu betimlediğini belirtmiştir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel de bu yorumu destekleyerek:
"Orada Hz. Muhammed'i değil, Gazze'de ölen, adını ondan alan bir çocuğu resmetmişler. Peygamber melek değildir, bu çizim mazlum çocukların gökyüzünde buluşmasıdır."
şeklinde açıklama yapmıştır.
Ancak bu yorumlar, İslam toplumunun peygamber tasavvurunu yeterince kavrayamadıklarını göstermektedir. Zira "Muhammed" ismi sıradan bir isim değil, Hz. Peygamber'in manevî yansımasıdır. Bu isimle ve melek tasviriyle oluşturulmuş bir görsel, algı düzeyinde tasvir yasağını ihlal olarak görülür.
Bu bağlamda, muhalefet temsilcilerinin bu çizgiye savunma getirmesi, iktidarın dinî değerlerin hamisi rolüne yeniden bürünmesine zemin hazırlamış, muhalefeti ise toplum nezdinde değerlerden uzak bir pozisyona itmiştir.
SİYASAL DİNCİLİĞE ALAN AÇAN ZEMİN
Bu olay, hızla "mukaddesatımıza saldırı" söylemine dönüştürülerek iktidarın itibarını dinî refleksle restore etmesine imkân tanımıştır. Toplum yeniden kutuplaştırılmış, muhalefet savunma pozisyonuna itilmiş, siyasal gündem tamamen AKP'nin çizdiği alana çekilmiştir.
Aynı günlerde açıklanan ekonomik göstergeler — açlık sınırının 26 bin TL,........
© Yeni Mesaj
