menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İsrail’in Kürt ve Dürzi hamlesi

17 1
20.07.2025
Son yıllarda Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler sadece devletler arası ilişkileri değil, aynı zamanda etnik ve mezhepsel grupların uluslararası aktörlerle kurduğu bağları da köklü biçimde etkiliyor. "Terörsüz Türkiye" söyleminin yeniden dolaşıma girmesi, bu sürecin yalnızca bir iç güvenlik politikası olmadığını, çok daha büyük bir jeopolitik hamlenin parçası olduğunu düşündürüyor.

İsrail'in Yeni Oyunu: Azınlıklar Üzerinden Bölgeyi Şekillendirmek

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, göreve atandığı ilk gün olan 10 Kasım 2024'te yaptığı açıklamada, Arap ülkeleriyle barışın genişletilmesi gerektiğini belirtirken, Orta Doğu'daki azınlıkların da ihmal edilmemesi gerektiğini savundu. "Kürt halkı büyük bir ulus, en büyük devletsiz uluslardan biri. Onlar bizim doğal müttefiklerimiz," dedi. "Dört ülkede ulusal azınlık konumundalar ve bunlardan ikisinde özerklik var - Suriye'de fiilen, Irak anayasasında ise hukuki olarak. İran ve Türkiye'nin baskı ve saldırganlığına maruz kalıyorlar. Onlara ulaşmalı ve bağlarımızı güçlendirmeliyiz. Bunun hem diplomatik hem de güvenlik boyutları var."

Bu açıklama, İsrail'in Ortadoğu'da özellikle Kürtler ve Dürzilerle kurduğu ittifakları kalıcı hale getirmek istediğini açıkça ortaya koymaktadır. İsrail ile Kürtler arasındaki iş birliği sadece güncel değil, tarihsel ve istihbari bir arka plana da sahiptir. 1960'larda başlayan gizli ilişkiler, İsrail'in Kürtlere silah ve mali yardım sağlaması ve karşılığında Arap rejimleri hakkında istihbarat elde etmesiyle şekillendi. 2014'teki Kuzey Irak Kürt Bölgesinde bağımsızlık referandumu sürecinde ise bu iş birliği doruk noktasına ulaştı; İsrail, ABD'yi desteklemeye çağırmış ve Kürt bölgesinden gizli petrol alımı gerçekleştirmişti.

Kürtler, Dürziler ve FDD'nin Teorik Zemini

Washington merkezli düşünce kuruluşu Foundation for Defense of Democracies (FDD) CEO'su Mark Dubowitz, İsrail'in bu stratejisine açık destek veriyor. "Kürtler ve Dürzilerle kurulan ittifakların zamanıdır" diyerek bölgede yeni sınırlar çizilmesine fikrî temel sağlıyorlar. Bu yaklaşım, yalnızca taktiksel değil, uzun vadeli bir stratejiye işaret ediyor. Son hedef ise, Büyük İsrail projesinin adım adım uygulanabilir hale getirilmesidir.

Suriye Uluslaşamadı, Türkiye Uluslaştı ama...

Uluslaşma açısından........

© Yeni Mesaj