Elektrik faturaları neden düşmüyor? Kapasite ödemeleri ve gizli bedeller
HAZIR BEKLEMENİN BEDELİ
Devlet, bu santraller kapanmasın, lazım olursa devreye girsin diye kapasite ödemesi yapıyor. Kulağa mantıklı gibi gelebilir. Ama mesele şu: Bu sistem ne şeffaf, ne verimli, ne de adil. Ve tüm yük doğrudan vatandaşın sırtına biniyor.
Mayıs ayında en yüksek ödemeyi alan firma 170 milyon TL aldı. Üretim mi yaptı? Hayır. Sadece "gerekirse üretirim" dediği için bu para verildi. Düşünün; siz dükkan açmadan para alıyorsunuz. Müşteri gelirse satış yaparsınız ama hiç müşteri gelmese bile devlet size maaş ödüyor. Sistem tam olarak böyle işliyor.
FATURALAR NEDEN DÜŞMÜYOR?
Enerji sektörü yıllar önce özelleştirildi. "Rekabet olur, fiyat düşer, verim artar" dendi. Ama olan şu: Artan faturalar, kesilmeyen sübvansiyonlar ve kamu kaynaklarının özel şirketlere akıtılması. Üstelik bu ödemeler vergilerimizle finanse ediliyor. Yani hem vergide, hem faturada, hem de bütçede bu yük var.
Elektrik depolanamayan bir kaynak. Üretildiği an kullanılmak zorunda. O yüzden "piyasa serbest" denip her şey özel sektöre bırakılamıyor. Ama bu müdahale kamu yararına değil, özel kâra hizmet ediyor.
BAŞKA ÜLKELER BU İŞİ NASIL YAPIYOR?
Elektrik üretiminde yalnız değiliz. Türkiye gibi birçok ülke, arz güvenliğini sağlamak için farklı destek modelleri uyguluyor. Ancak aradaki fark, şeffaflık, rekabet ve maliyet etkinliği.
İsveç: Kriz İçin Hazır Tutan Sistem
İsveç'in uyguladığı "stratejik rezerv" modelinde bazı santraller tamamen piyasadan çekiliyor. Sadece büyük kriz anlarında devreye giriyorlar. Bu santraller rekabetçi ihalelerle seçiliyor ve yalnızca gerektiğinde çalışmaları şartıyla ödeme alıyorlar. Avrupa Birliği bu modeli destekliyor: "Her ödeme şeffaf, gerekçeli ve ihtiyaca dayalı olmalı" diyor. Bu model Belçika, Almanya ve Polonya'da da kullanılıyor.
........
© Yeni Mesaj
