menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Büyük Ortadoğu Projesinde yeni aşama

39 1
02.07.2025
Sykes-Picot Antlaşması, 16 Mayıs 1916 tarihinde Britanya ve Fransa arasında yapılan ve sonradan Rusya'nın da dâhil olduğu, Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu'daki topraklarının paylaşılmasını öngören gizli bir mutabakattı. Bu antlaşmayla Ortadoğu'da cetvelle çizilen sınırlar, yalnızca coğrafi bir düzenleme değil; milletlere giydirilmiş bir zihinsel ve siyasal gömlek niteliğindeydi. O tarihten itibaren şekillendirilen yalnızca coğrafya değil, toplumların sosyolojisi, kimliği ve zihinsel haritaları da olmuştur.

Bu şekillendirme süreci; halkların kendi yöneticilerine yabancılaştırılması, milli hafızanın silinmesi ve toplumsal fay hatlarının sürekli kaşınması gibi çok katmanlı müdahalelerle yürütülmüştür. Günümüzde bu süreç Türkiye'yi de kapsayacak şekilde genişlemektedir. Bu yalnızca dışsal değil; içeriden işleyen bir yapısal dönüşüm programıdır. Ortadoğululaştırma olarak adlandırılabilecek bu model, Türkiye'de de benzer kodlarla kurgulanmaktadır.

ORTADOĞULULAŞMA MODELİ: ÜÇ SABİTLİ BİR DİZAYN

Bu dönüşüm üç temel sabit üzerine inşa edilmiştir:
  • Yönetenin, halktan koparılması:

    Halkla sosyolojik ve kültürel bağları zayıf elit kadroların yönetime getirilmesi, meşruiyet krizini derinleştirmektedir. Irak'ta Saddam, Suriye'de Esad örneklerinde olduğu gibi, lider figürler halktan koparılarak sistem çözümsüzlüğe sürüklenmiştir.

  • Toplumun köklerinden koparılması:

    Eğitim ve medya politikalarıyla milli tarih, dil, örf ve değerler silikleştirilmiş; modernleşme adı altında bir yabancılaşma süreci işletilmiştir. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Birliğin Temel Unsurları konferanslarında ve Dini ve Milli Birliğimize Yönelik Tehditler adlı eserinde bu kültürel çözülmeye dikkat çekmiştir.

  • Toplumsal parçalanmanın meşrulaştırılması:

    Mezhep, etnik kimlik ve hizip temelli ayrıştırıcı siyaset, "çoğulculuk" ya da "eşitlik" maskesiyle sunulmakta; oysa bu, "parçala ve yönet" anlayışının güncellenmiş halidir.
  • TÜRKİYE'DE UYGULANAN YAPISAL SENARYO

    Bugün sıkça tekrarlanan "Hedef Türkiye" söyleminin, eylemsizlikle malul olduğu dikkat çekmektedir. Gerçek bir tehdit varsa, buna dair askerî, diplomatik ve stratejik adımların hangileri atılmıştır? Söylem, çoğu zaman toplumun mevcut iktidar etrafında kenetlenmesini sağlamak üzere bir psikolojik........

    © Yeni Mesaj