Gazze ateşkesi: Ankara'nın ince diplomasisi, İsrail'in tereddütü ve büyük güçlerin hesabı
Mısır, Türkiye, Katar ve ABD'nin imzaladığı Gazze ateşkes planı, sadece savaşın değil, diplomasinin de yönünü değiştirebilecek bir adım.
Fakat bu topraklarda hiçbir barış kolay doğmuyor. Her umut, bir değil birkaç tereddütle birlikte geliyor.
Ateşkes neyi değiştirebilir?
Bu plan, öncelikle Gazze halkına kısa bir nefes alanı açabilir.
Sivil kayıpların durması, insani yardımların ulaştırılması, dünyanın bir nebze vicdanını rahatlatabilir.
Ama asıl önemi, diplomasiyi yeniden sahaya döndürmesi.
Uzun süredir, "Vur, sonra konuş" anlayışıyla ilerleyen bölgede, bu kez "konuşarak çözme" ihtimali yeniden gündemde.
İsrail'in tavrı: Temkinli
İsrail tarafı bu ateşkese, diplomatik bir ifadeyle, soğuk temkinle yaklaşıyor.
Tel Aviv yönetimi, Hamas'ın elindeki rehineler ve güvenlik garantileri konusunda net sonuçlar görmeden uzun vadeli bir barışa girmek istemiyor.
İsrail kamuoyu da bölünmüş durumda: Bir kesim barış isterken, diğer kesim "Terörle müzakere olmaz" çizgisinde.
Bu iç ayrışma, hükümetin manevra alanını daraltıyor.
Ayrıca İsrail yönetimi, Türkiye'nin Hamas'la doğrudan temas kurabilmesini hem bir avantaj hem de risk olarak görüyor.
Çünkü Ankara, Batı'dan farklı olarak Hamas'ı terör örgütü olarak tanımıyor.
Bu durum Türkiye'ye konuşma kapısı kazandırırken, İsrail'de kimi çevrelerde "fazla yumuşak" bulunuyor.
Ankara'nın pozisyonu: Dengeli ve kararlı
Türkiye, bu süreçte hem insani hem diplomatik bir çizgi izliyor.
Ankara'nın yaklaşımı, "Gazze'de kalıcı barış, herkes için güvenlik" formülüne dayanıyor.
Hamas'la diyalog kurabilmesi, Ankara'yı benzersiz bir........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Mort Laitner
Stefano Lusa
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon