Almanya, İsrail ve Filistin arasında ince bir hat üzerinde
Berlin'in dış politikası, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından oluşan güçlü bir tarihsel hafıza ve değerlere dayanıyor. Bu politikanın merkezinde Avrupa'nın bütünlüğünü koruma, Atlantik ötesi iş birliklerini güçlendirme, barışı destekleme ve küresel istikrara katkı sağlama hedefleri bulunuyor.
Federal hükümetin dış politika çizgisi, uzun süredir "değerler ve çıkarlar" arasında kurulan dengede şekilleniyor. Bu dengenin en hassas şekilde hissedildiği alanlardan biri ise şüphesiz Orta Doğu'dur. Özellikle de İsrail ve Filistin meselesi.
Alman tarihsel belleği ve İsrail'e tam desteğinin nedeni
Almanya'nın İsrail'e yönelik politikası, tarihsel sorumluluk bilincinin dış politikadaki en belirgin yansımalarından biridir. Federal hükümetin hemen her döneminde yinelenen "İsrail'in güvenliği Almanya'nın devlet politikasıdır" ifadesi, yalnızca diplomatik bir söylem değil, aynı zamanda Berlin'in kimliksel bir taahhüdü olarak görülmektedir.
Bu tutum, Almanya'nın geçmişle hesaplaşma sürecinden doğan bir ahlaki zorunluluğa dayanıyor. Berlin yönetimi, İsrail'in güvenliğini yalnızca ikili bir ilişki bağlamında değil, aynı zamanda Avrupa'nın istikrarı ve uluslararası barışın korunması açısından da stratejik bir unsur olarak değerlendiriyor.
Bu nedenle Almanya, İsrail'in güvenlik kaygılarını her zaman ciddiyetle ele........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Mort Laitner
Stefano Lusa
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Ellen Ginsberg Simon