Suriye-Kandil-İmralı çukuru
Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında ülkemiz bir taraftan planlı göç istilasına uğrarken diğer taraftan oyun kurucular, Fırat'ın doğusuna Arz-ı Mevut'un, 4 ayaklı Kürdistan'ın, Suriye ayağını kuruyorlardı.
Sayın iktidarımız bir taraftan 'katil Eset' derken diğer taraftan da 'Fırat'ın doğusu kırmızı çizgimizdir, hiç bir terör yapılanmasına müsaade etmeyiz' açıklamaları yapıyordu.
Ama 'kadim dostumuz' dedikleri ABD, on binlerce tır ile gönderdiği silahlar ve askeri eğitmenler ile burada eğitimli, donanımlı bir terör devletçiği hazırlamaya devam ediyordu.
Arada Ankara'dan, 'Ey ABD! Terör örgütlerine yardımı kes' nidaları yükselse de ABD, oralı bile olmuyor, en üst düzey komutan ve yetkilileri, PKK/YPG militanları ile poz üstüne poz veriyordu.
Durum ülkemize açık tehditti ve sınırlarımıza yapılan saldırılarda askerimiz, insanımız can veriyordu.
Sayın iktidarımız yine Ankara'dan, 'sabrımızı zorlamayın, bir gece ansızın gelebiliriz, gerekirse kendi göbeğimizi, kendimiz keseriz' gibi nice cümleler kurdu.
Ama yok! Dikkat eden, kale alan olmadı, olmuyor.
Esad düştü! Suriye'deki malum kesimden çok Türkiye'de sevinç yaşandı.
Sayın iktidarımız yine Ankara'dan, 'Suriye'ye demokrasi getirmek için Suriye'deyiz' diyordu.
O da ne! Esad gitti gelen şahıs, Suriye'nin bazı bölgelerinde çıkan olaylarda halka, kurşun yağdırın emri verdi. 'Esad, halkını katlediyor' diyenler bu kez Şara, 'hainlere karşı vatanını savunuyor' dediler.
İsrail, Suriye'yi ileri karakolu gibi kullanmaya, uygun gördüğü yerleri işgale, tehdit gördüğü yerleri yok etmeye başladı. (Devam ediyor)
İşe bak! Esad'a karşı kahramanlık (!) gösterisi yapanlardan ses çıkmıyor.
Diğer........
© Yeni Mesaj
