Gülene nasip olmadı, Erdoğana mı nasip olacak?
Daha Katolik Papa'ya gitmeden Ortodoks Bartholomeos'a (1997) gitmişti Gülen. O görüşmede malum okuluna kapatılmasının, 'Hristiyan azınlıklara haksızlık' olduğunu söyleyip, İslam'ın diğer dinlere saygıyı emrettiğini, vurgulayıp, okulun açılması ile AB üyeliği ve uluslararası itibara katkı sağlayacağını', söylemişti.
Tabi 'Deccal fitnesinin' (dinler arası diyalog) en bilindik ismi bununla kalmamıştı. Özellikle AKP iktidarı döneminde 2015'e kadar her yıl aynı başlıkta birçok açıklama yapmış ve inanmadığı İslam'dan örnekler vermişti.
Örneğin: "Heybeliada'nın açılması, Ortodoks dünyasıyla köprü kurar. Laiklik, din özgürlüğünü korur."
"Patrikhane ile anlaşmamız var, bu Türkiye'nin kazancı".
"Ruhban Okulu, zulmün simgesi olamaz; açılmalı."
Gülen bu arzusuna ulaşamadan öldü. Ateşi boldur bol. Ama arzusu yine Türkiye'nin gündeminde.
İlginç olan
Dikkat ettiniz mi, ABD, AB, Rumlar, Ermeniler ve Yunanistan, ülkemizdeki azınlıklar, patrikhane isteklerini hep sağcı-muhafazakar ve dinci iktidarlar döneminde dile getiriyorlar.
İnsanımızın milli ve manevi değerleri üzerinden oy alıp, koltuk sahibi olan bu anlayışların, Hristiyan dünyası ile bu yakınlığının sebebi nedir acaba?
Diğer taraftan ABD eski Başkanı Clinton 1999'da ülkemize geldi ve bizzat Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını istedi. Demirel kabul etmedi.
Sayın Erdoğan'dan b ir hafta önce Patrik Bartholomeo, resmi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
John Nosta
Ellen Ginsberg Simon
Gilles Touboul
Mark Travers Ph.d
Daniel Orenstein