Uluslararası ilişkilerde tarihi iyi okumak gerekir
Siyasal gelişmelerin temelinde devletlerin gelişmesi ve milletlerin geleceğe uzanması için olmazsa olmaz olan toprak büyük önem taşımaktadır. Coğrafya, çoğu zaman bir okul dersinden ibaretmiş gibi görülür. Haritalar, dağlar, nehirler, ülkelerin sınırları denilip yüzeysel bir şekilde geçilir. Ama unuturuz ki, coğrafya aynı zamanda gücün, savaşın, barışın ve emperyalist arzuların da haritasıdır.
Siyasi sınırlar değişir, liderler gelir geçer, ideolojiler yıkılır ama coğrafyanın dayattığı gerçekler kolay kolay değişmez. İşte tam bu noktada karşımıza bir isim çıkar: Sir Halford John Mackinder’dir. 1904 yılında, Londra’daki Royal Geographical Society’de yaptığı bir sunumda, dünya siyasetinin geleceğini etkileyecek bir teoriyi ortaya koyan Mackinder “Heartland Theory” adını verdiği “Kıta Hakimiyet Teorisi”ni bilim literatürüne armağan edeli 120 yıl geçmesine rağmen teori uluslararası ilişkiler, jeopolitik stratejiler ve askeri doktrinler açısından hâlâ yol gösterici niteliktedir. Mackinder Dünya’yı Kalpgah, İç Hilal ve Dış Hilal olmak üzere üç bölüme ayırarak teorisini ortaya koyar. Mackinder’ın meşhur sözü, teorisinin özünü özetler: “Doğu Avrupa’ya hükmeden, Kalpgâh’a hâkim olur; Kalpgâh’a hâkim olan, Dünya Adası’na hâkim olur; Dünya Adası’na hâkim olan, dünyaya hükmeder.”
Bu ifadede geçen Kalpgâh (Heartland), Batı Sibirya, Türkistan, Avrupa’nın Volga Havzası, Baltık Denizi, Tuna Nehri, Ermenistan, İran, Tibet’i kapsayan bölgedir. Bu bölge, tarihin erken dönemlerinden itibaren imparatorlukların büyüme hayallerini süsleyen bir kara........
© Yeni Meram
