menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir zamanların panayırları, sokak satıcıları, bohçacıları, evde dikilen entarileri…

10 0
05.05.2025

Panikos Stilianu, geçtiğimiz günlerde sosyal medya sayfasında yaptığı bir paylaşımla bizleri bir zamanların sokak satıcılarına götürüyor… Evet, bir zamalar sokak satıcıları vardı, bohçacılar vardı ve ben hala annemin evde diktiği ve renkli molinalar ve boncuklarla işleyip süslediği entarileri hatırlarım…
Panikos Stilianu, eski sokak satıcılarına dair şöyle yazıyor:
“… Panayırcılar, “pramadeftis”ler (“seyyar kumaş satıcıları”), sokak satıcıları…
Bundan bir asır önce, insanların her gün hayatta kalmaları, tarlalarda çalışmalarına ve köylerinin civarında yetiştirdikleri doğal yiyeceklere bağlıydı… Gıda çeşidi son derece sınırlıydı… Bazıları, gerekli gıda ürünlerini toplayabilmek için uzun mesafeler yürümek zorunda kalıyorlardı…
Benim köyüm Yerakiyes’te de gıda çeşitleri sınırlıydı. Köylüler, küçük bahçelerinde yetiştirdikleri bitkilerden elde ettikleri gıdaları veya ormandan ya da dere kenarından toplayabildikleri, ailelerinin tüketebileceği gıdalarla idare etmeye çalışıyorlardı…
Doğal otlar, mantarlar, doğal olarak yetişen meyvalar, tohumlar ya da bitki kökleri ve doğanın sunduğu ne varsa, onları yiyorlardı…
Avlamak için tüfeği olanlar, doğadan kuşları ya da yaban tavşanlarını avlayabiliyorlarsa o zaman şanslı sayılmaktaydılar… Kimileri ormanda otlayan hayvanları ya da vahşi keçileri (muflonları) avlamaktaydı. Tabii bazılarının ahırlarında beslediği birkaç keçisi veya tavuğu ya da domuzu vardı…
Asmalar ve üzümler, Kıbrıs’ta uzun yıllar boyunca kutsal bitkiler olarak kabul edimekteydi… Köyde de yapılan esas iş, asma yetiştirmekti. Üzümlerden sucuk, köfter, şarap, zivaniya ve üzüm şurubu ile kuru üzüm üretmekteydiler… Asmaların yanısıra başka ağaçlar da vardı ve bunlar arasında zeytin, badem, ceviz ve birkaç meyva ağacı da bulunmaktaydı: Elma, armut ve incir gibi…”

“PANAYIRLAR…”
“Köyde başka yiyecek bulmak çok zor ya da imkansızdı. Bu nedenle ünlü bir Aziz’in isim gününde veya Paska’da veya Noel’de veya Bayram kutlandığı dönemlerde bazı köylerde büyük panayırlar kurulurdu.
Bu panayırlar boyunca pek çok köylü eşşeklerine kendi ürettikleri ürünleri yüklerler ve bunları panayırlarda satarak yerine başka şeyler almaya giderlerdi… Bu alış-verişte en yayın olan şey ise ürünlerin değiş tokuş edilmesiydi… “Alış-veriş” olarak adlandırılırdı bu… Sözkonusu panayırlara büyük tüccarlar da katılır ve başka ülkelerden Kıbrıs’a getirmiş oldukları çeşitli malları satmaya girişirlerdi…”

“HER PANAYIR İÇİN HAZIRLIKLAR…”
“Her bir panayır için hazırlıklar, günler öncesinden başlardı… Eşşek ve panayıra götürülecek olan öte berinin hazırlanması gerekirdi… Geceleri için giyeceklerin (uyuyacakları esnada giyecekleri) hazırlanması gerekirdi. Yanlarında yeterli miktarda su taşımaları gerekirdi. Gidilecek yol uzun ve zorlu bir yoldu… Dar monobadilerden yokuş aşağı ya da tepelere tırmanmaları, ormanlardan ve derelerden geçmeleri gerekecekti… Panayırdan panayıra yol alacaklardı… Geceleri galif gibi derme çatma barınaklarda, kulübeciklerde ya da terkedilmiş evlerde yatıp kalkacaklardı… Buraları soğuktan, yağmurdan, tilkilerden ve hırsızlardan koruma sağlayan yerlerdi… Bazı şanslı olanlar ise o günlerin iyi bilinen “Hanları”nda bir oda kiralayabilenlerdi…”

“OMORFO PANAYIRI…”
“Bölgemizde kurulan Omorfo Panayırı, en meşhur panayırdı… Yakınlarında da Pendaya Hanı vardı (Pendaya, “Beş Aziz” demektir) ve bazı köylüler bu handa kalırdı geceleri… Bir diğer meşhur panayır da Cikko Manastırı’da kurulan panayırdı… Ayrıca Lefke’de (ki burada bir de çarşı vardı),........

© Yeni Düzen