“İnsanların acısı, konuştuğu dile ve kökenine göre ayrılamaz... Acı, insanidir ve suçlar kınanacak birşeydir...”
“...Bize göre, insanların acısı her birinin konuştuğu dile ve kökenine göre ayrılmaz. Acı insanidir ve suçlar kınanacak birşeydir. Katiller ve suçlular, işledikleri suçların kime yönelik olduğuna bağlı olarak kahraman veya terörist olarak adlandırılamazlar. Çünkü masum sivillerin bedenlerine ve ruhlarına kötülük yapan, tecavüz eden, acılar eken caniler, yaptıklarına "milli vazife" (ki öyle değildi), intikam veya "öfke içerisinde yapılan eylemler" deseler de, yaptıkları suçtan, kendileri de suçludan başka bir şey değildirler...”
12 Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum sanatçının eserlerinin yer aldığı ''Acıdan Umuda'' sergisi Lefkoşa, Larnaka ve Baf'tan sonra 9 Nisan’da da Leymosun’da açıldı... Serginin açılışında konuşan AKEL Leymosun İlçe Sekreteri Yorgos Yeorgiu, “İnsanların acısı, konuştuğu dile ve kökenine göre ayrılamaz... Acı, insanidir ve suçlar kınanacak birşeydir” dedi.
AKEL Leymosun İlçe Örgütü, AKEL Yeniden Yakınlaşma Bürosu, İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Savaş Mağdurları Örgütü “Birlikte Başarabiliriz” ve “Kültür Hareketi” tarafından düzenlenen ve iki toplumdan 12 sanatçının eserlerinin yer aldığı “ACIDAN UMUDA…” sergisinin açılışı Leymosun Belediyesi Üniversite Kütüphanesi binasında gerçekleştirildi. Serginin açılış seremonisinin konuşmacıları AKEL Leymosun İlçe Sekreteri Yorgos T. Yeorgiu ile sanatçı ve serginin küratörü ressam Nilgün Güney oldu.
YEORGİU’NUN KONUŞMASI...
AKEL Leymosun İlçe Sekreteri Yorgos T. Yeorgiu, serginin açılışında yaptığı konuşmada şöyle dedi:
“Değerli dostlar,
"Acıdan Umuda" iki toplumlu sanat sergisinin açılışına hoş geldiniz.
Adamızın yakın tarihindeki trajik olayların yıldönümlerinin yaşandığı önemli bir yılı geride bıraktık. 1964'ün üzerinden altmış yılı, 1974'ün üzerinden elli yılı aşkın zaman geçti. Tel örgülerin iki tarafında çoğunlukla tek boyutlu olarak görülen yıldönümleri. Diğer toplumun yaşadığı insani acılar görülmeksizin. Mevcut kabul edilemez taksimci statükoya yol açan bir dizi olayda her iki tarafın da sorumluluklarını saptamaksızın. Ayrıca sadece bir tarafın değil, her tarafın masum sivillerine karşı işlenen iğrenç suçlar da tespit edilmeksizin. Sevdiklerini, yaşadıkları yerleri ve duygusal olarak bağlı oldukları her şeyi kaybeden sıradan insanların hayatlarını etkileyen suçlar. Kıbrıslıların gençliklerini, hayatlarının gidişatını ve kendilerini kaybetmelerine yol açan suçlar.”
“ACI İNSANİDİR...”
“Bize göre, insanların acısı her birinin konuştuğu dile ve kökenine göre ayrılmaz. Acı insanidir ve suçlar kınanacak bir şeydir. Katiller ve suçlular, işledikleri suçların kime yönelik olduğuna bağlı olarak kahraman veya terörist olarak adlandırılamazlar. Çünkü masum sivillerin bedenlerine ve ruhlarına kötülük yapan, tecavüz eden, acılar eken caniler, yaptıklarına "milli vazife" (ki öyle değildi), intikam veya "öfke içerisinde yapılan eylemler" deseler de, yaptıkları suçtan, kendileri de suçludan başka bir şey değildirler.”
“ÖTEKİLEŞTİRİLEN İNSANLAR...”
“Bunların yanında görünmeyen mağdurlar hakkında da konuşmamız gerekiyor. Şovenistler tarafından şiddete, tecavüze uğrayan ve daha sonra kendi toplumları tarafından damgalanıp ötekileştirilen kadınlar, savaş ve çatışma tutsakları, siviller, kendi yurtlarında mülteci olanlar, mahsur kalanlar, bir yaz içerisinde olgunlaşan savaş çocukları hakkında konuşmamız........
© Yeni Düzen
