menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Lebon’da her şey iyidir”

5 0
27.04.2025

İstanbul’un bir dönemine damga vurmuş pastanelerdir Lebon ve Markiz…

Yedi tepeli bu şehre yolum her düştüğünde konakladığım Richmond’ın İstiklal Caddesi’ne bakan odalarından aldığımda, hüzünlü bakışmalarımız olur vitrinini toz kaplayan Markiz’le.

***

Lebon Pastanesi’nin tarihçesine baktığımızda Fransız Büyükelçiliği’nde pastacıbaşıyken ayrılıp sonra Mösyö Vallauri’nin şekerci dükkanında çalışan Eduard Lebon tarafından kurulduğu sanılsa da kayıtlara göre oğlu Mösyö Lebon tarafından kurulmuş olması daha da olası.

1850’lerde kurulmuş olan Lebon Pastanesi, İstanbul’un en ünlü davet, balo, pastane, şekerci, çay salonu ve lokanta mekanlarından biri olarak anılıyordu.

O dönemlerde dillere dolanan “Chez Lebon, tout est bon” yani “Lebon’da her şey iyidir” tekerlemesi de belleklerdedir.

***

Lebon Pastanesi, Fransız drajeleri, bonbonları, şarapları, garsonları ve hizmet kalitesinin yanısıra Alexandre Vallauri tarafından tasarlanmış iç mekan dizaynı ile de hafızalarda yer edinmiş ve biricikliğini de uzun yıllar korumuştu.

***

Lebon Pastanesi, Limoges ve HAvilland porselenleriyle, Degugis kristalleriyle ve Christofle yemek takımlarının yanı sıra, Avrupa’dan getirilen “Art Nouveau” fayans duvar panolarıyla da bir bütündü.

***

Şehrin modernleşme pratikleri açısından ilklere ev sahipliği yapan Pera’da Lebon Pastanesi öyle vazgeçilmez bir mekan olmuştu ki 19’uncu yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde Türk edebiyatının meşhur simalarının da uğrak yeriydi. Ahmet Haşim, Tevfik Fikret, Abdülhak Hamit…

***

1940 yılına gelindiğinde Lebon Pastanesi, Avedis Ohanyan Çakır tarafından satın alınarak el değiştir ve adı Markiz Pastanesi olur. Çakır, burada ürettiği çikolata ve şekerlemeleri Paris’teki meşhur “Marquise de Sevigne” kalitesinde sunmak istediği için mekana “Markiz” adını verir.

İç mekanda vitraylarla bütünleşen “Art Nouveau” seramik panoların mekana kattığı benzersiz hava, şehrin üst ve orta sınıf çevrelerini tatmin eden hizmet anlayışı, nefis tatlı, yemek ve çikolatalarıyla da yıllarca yerini muhafaza eder. Ancak 1980’lere gelindiğinde içinde bulunduğu Şark Aynalı Çarşı Pasajı, bir otomotiv şirketine satılınca kapanır.

***

Kaderine terk edilen mekan 2003’te restore edilip yeniden açılır. Fakat birkaç yıl sonra farklı işletmelerce kullanılan mekan, isminden başka eski ihtişamlı günlerinden bir iz bırakılmamıştır. 2016 yılına gelindiğinde ise yeniden kapanır.

***

Umur Talu, Literatür Yayınları’ndan yeni çıkan kitabı........

© Yeni Düzen