Bizim derdimiz Ahmet Koçero; senin derdin “çökmek!”
Gaziveren’de doğdum!
Sene 1967!
-*-*-
Babam Yeşilırmaklı…
Yeşilırmak ile Gaziveren’in arası otomobille – yavaş yavaş sürerseniz – en fazla 30 dakika…
-*-*-
Annem Teralı…
Gaziveren’den Tera’ya 1974 öncesinde gitmek en az 2 saat…
-*-*-
Neden?
Çünkü ne yollar ne de otomobiller bugünkü gibi değildi!
Haaaa bugün Gaziveren’den Tera’ya kaç dakikada gidersiniz?
-*-*-
En az bir buçuk saat!
Aaaaa!
Süre çok kısalmamış!
-*-*-
Şunu söyleyelim veya anlatalım!
-*-*-
1974 öncesinde de tabii ki sonrasında da; Gaziveren’den Tera köyüne giden yolu bilenler çok çok iyi bilecek; Yeşilırmak ve Erenköy çok önemliydi!
Stratejikti!
-*-*-
Hatta aynı yolu düşünecek olursak; Mağusa, Girne ve Lefkoşa’dan gelip; Baf bölgesine atla, eşekle, deveyle, katırla ya da yürüyerek gitmek isteyen Romalıları, yüzlerce yıl önce, Yeşilırmak’ın hemen dibindeki Vuni kentinde, Persler durdurabiliyordu!
-*-*-
Hemen araya gireyim ve diyeyim ki; Rum Tarafı şu anda yangın felaketi ile boğuşuyor…
Siyasi deprem de oldu!
Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’in istifasını isteyenler bile var!
Bu ahval ve şerait içerisinde, “gelin oturun sınır geçiş noktalarını açalım” diyemezsiniz ama belirtmek lazım; Rum Tarafının talep ettiği geçişlerden biri, “Erenköy”…
-*-*-
Erenköy’den sadece Rumlar mı geçecek?
Hayır!
Biz de geçebileceğiz ve mesela Gaziveren – Tera arası belki e bir saatlik yolculuğa denk gelecek!
-*-*-
Bunları neden anlatıyorum?
-*-*-
Gaziveren’de doğdum dedim ya…
İlk komşumuz – yani gözümü açtığımda kapının önünde ilk gördüğüm insanlardan birini daha kaybettik!
Sevgili Ahmet Farisoğlu…
Ahmet abimiz…
Koçero abimiz…
-*-*-
Uzunca sayılan bir süredir, illet hastalıkla mücadele etti; Cuma günü yenik düştü; dün Gaziveren’de toprağa verildi…
-*-*-
Ahmet Koçero ile yollarımız İngiltere’de de kesişti…
Birmingham’da, seneler sonra ilk buluşmamızda bir birimize sarılışımızı asla unutamam…
-*-*-
1974’te Gaziveren’de birlikte esir alındık…
Ben 7 yaşında bir çocuktum, Koçero 14…
-*-*-
Savaş günleri…
Rumlar bizi ilkokulun üç odasına kapatmıştı…
Türk uçakları gelip bomba bırakmış, daha önce de anlattım, bir otobüste uyuyan bazı Rum askerler ölmüş; canı sıkılan bir Rum da okulun karşısındaki kamyona çıkıp, ağır makineli silahının nesi varsa üzerimize boşaltmış!
Belki ötekiler de sıkmıştır; bilemem, 14 kişi ölmüştü!
-*-*-
Koçero yaralılar arasındaydı ve eliyle iç organlarını yere düşmesinler diye tuttuğunu hatırlarım!
Bir O’nu bir de Süleyman Sekmen abimi…
-*-*-
Gelelim bağlantılı bir başka konuya…
-*-*-
Evet, 1974........
© Yeni Düzen
