Temsiliyetin Bu Kadar Uzağında Hiç Olmadık
2005 yılının Haziran ayıydı. Sabah güneşi yeni doğuyordu, kahveler yapılmış, seçmenleri bekliyorduk. Partili birkaç dostla sandık başında göz göze gelip “bu kez farklı olacak” demiştik, “Bu kez kazanamayacaklar”. Son iki yıldaki yorgunluğumuz artık belirgindi. Annan Planı ve referandum süreci için verdiğimiz emekler, yaptığımız büyük mitingler ve ardı ardına gerçekleşen seçimler… Halkın barış ve çözüm umudunu diri tutmak için nasıl bir araya geldiğimizi, nasıl çabaladığımızı, heyecanımızı çok iyi anımsıyorduk. Tüm bu yaşananların ardından kurulan cumhurbaşkanlığı sandığı ise, o umutların siyasette nasıl bir karşılık bulduğunu gösteren en somut an olacaktı. Değişim için umutluyduk ve günün sonunda ilk turdan seçimi kazanmıştık.
Şimdi takvim 2025’i gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi yeniden kapıda. Adaylar açıklanıyor, kulisler hareketli. Ama halkta aynı heyecan yok. Çünkü bu toplum artık sadece “kimin” değil, “neyin” seçileceğini sorguluyor.
Son 30 yılın cumhurbaşkanlığı seçimlerine şöyle bir bakalım;
1995’te Özker Özgür, barışçıl bir çözüm söylemiyle yarıştı ama ikinci tura kalamadı.
2000’de Denktaş yeniden seçildi, çözüm ihtimali halkın zihninde yavaşça buharlaştı.
2005’te Talat’la Annan Planı sonrası umutlar yeşerdi. Federasyon için görüşmeler yapıldı.
2010’da Eroğlu’yla sözde........
© Yeni Düzen
