menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çıkmaz Sokakta “Yücelik” Arayışı: Gerçeklerden Uzak Bir Siyasetin Anatomisi

13 4
20.06.2025

Kıbrıs meselesinde son dönemde sergilenen tutarsız siyaset, artık hem içeride hem de dışarıda inandırıcılığını yitirmiş durumda. “Egemen eşitlik” ve “eşit uluslararası temsiliyet” gibi soyut kavramların etrafında dönüp duran resmi söylem, zaman içinde “iki devletli çözüm” adı altında bir başka çıkmazın içine yuvarlandı. Kimilerine göre ise mesele sadece “3D” yani doğrudan ticaret, doğrudan uçuş ve doğrudan temas… Oysa bu kavramlar ne tutarlı bir stratejiyle destekleniyor ne de içeriği net bir biçimde ortaya konuyor. Kimin ne dediği belli değil, kimin ne için konuştuğu ise daha da belirsiz. Farklı düşünen herkes ise bir çırpıda “cahil” ilan ediliyor.

2017 Crans-Montana Konferansı’ndan sonra çözüm umutlarının bir nebze kıpırdadığı an Berlin’de yaşanmıştı. 2019 Kasım’ında BM Genel Sekreteri Guterres, dönemin liderleri Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiadis’i bir araya getirdi. Yapılan açıklamalarla, Crans-Montana’da raydan çıkan trenin yeniden yola sokulacağı söylendi. “Varılan mutabakatlara”, “Guterres çerçeve belgesine” ve “11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması”na bağlılık teyit edildi. Fakat bu buluşma, çözüm yolundaki son “resmi” durak oldu. Sonrası gayri resmi temaslarla geçti; o temaslarda da esaslı bir ilerleme sağlanamadı. Beş yıl geçti, taş üstüne taş konamadı.

Peki neden? Çünkü bugün resmi Kıbrıs Türk siyasetinin temelinde “ayrı egemenlik” talebi var. Sayın Tatar’ın çizdiği rota, iki ayrı yapının fiili varlığına ve federal çözüm denemelerinin sözde başarısızlığına dayanıyor. Bilinmesi gerekir ki bu yaklaşım, özünde Kıbrıslı Türklerin 1960 Anayasası’ndan doğan ortaklık haklarını kendi........

© Yeni Düzen