menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İnsanın sindirilmesi

13 0
04.07.2025

Modern zamanlar, insanın hayatını kolaylaştıran imkânlar sunarken, aynı zamanda onu düşünme, sorgulama ve derinlemesine yaşama pratiğinden uzaklaştırmaktadır. Bugün bireylerin toplum içindeki statüsü, bilgiye ve bilince dayalı olmaktan çok, maddi varlıkları, ekonomik güçleri, siyasi yaptırımları ve dijital görünürlükleri ile tanımlanıyor. Bunun bir yanı reklamlarla bireylerin büyüsel bir hipnoza çekilmeleridir. Bir diğer yönü, paranın güçler dengesindeki rolünün üst seviyelere ulaşmış olmasıdır. Oysa asıl güç, yetişmiş ve olgunlaşmış insan düşüncesidir. Böylesi birikimlere, tavizsiz inanç ve ilkelere bağlı olanların tercih edilerek görevlere getirilmesi gerekir. Seçilecek ve görev verilecek kişilerin şahsiyetleri, ahlaki anlayış ve yaşayışları, helal ve harama olan yaşayışlarına bakılmalıdır. Ahiren ihtisas alanlarına, yönetimdeki feraset ve gelecek tasavvurundaki planlamaları ile projelerine dikkat edilmelidir.

Konformizm: Modernizmin sunduğu konforun, insanın hem zihni hem de ruhsal çabasını nasıl törpülediği göz ardı edilmemelidir. Bu dönüşüm, bireyleri edilgenleştirerek, kendi fıtratlarının dışında manevi varlıklarından kopuk bir hale getiriyor ki bu toplumun geleceğini zayıflatan bir durumdur. Böylesi bir süreçte insanın statüsünden aldığı güç yerine, kendi şahsiyetinden, karakterinden, birikim ve değerlerinden katkılarda bulunmuş olmasının azımsanmayacak düzeyde değerli olduğunu belirtmekte yarar vardır. Eskiden toplum içindeki yerimizi çalışma, üretme ve manevi değerlerimiz belirlerken, şimdilerde görünen olmak, tüketmek ve dijital ortamlarda varlık sürdürmek temel değerler haline geldi. Modernizmin sunduğu kolaylıklar, insana fiziksel rahatlık sağlasa da, zihinsel ve ruhsal bir tembelliğe yol açmaktadır. Düşünmek yerine tüketmek, yaşamın her alanına sirayet eden bir alışkanlık haline gelmiş durumdadır. Bu alışkanlık ise, bireyin kendi farkındalığını yitirmesine ve sistem tarafından kolaylıkla sindirilmesine zemin hazırlıyor. Fıtraten insan kıymetlidir. Bu kıymetini teyit edecek donanım, teknik ve teknolojiden önce bizatihi insanın kendi inançları ve içinde yaşadığı toplumun değerleridir. Bin yılı aşkın bir süredir bu büyük coğrafyada yaşayan insanımızın oluşturduğu kıymetler göz ardı edilemeyecek düzeydedir. İnsan, hangi iklimin, hangi coğrafyanın, hangi tarihin ve ülkünün, hangi kültürün içinde olduğunu asla unutmamalı ve köklerinden beslenmelidir.

İnsanın Yalnızlığı: Dinin cemiyet hayatından uzaklaştığı ve sadece teorik bir inanca dönüştüğü bir dönemde, insanlar manevi bir boşluğun içine düşmektedir. Bu........

© Yeni Birlik