Ramazan ayı: Anlamı ve uygulaması
Bu köşeyi takip edenler her sene Ramazan ayında haftada bir Ramazan’a özel yazılar yazdığımı bilirler. Bu Ramazan’da da Cumartesi günkü yazılarım Ramazan Özel yazıları olacaktır. Şimdiden bütün okuyucularımın Ramazan’ını tebrik ederim. Ramazan ayı İslam dini ve Müslümanlar için çok büyük önemi haizdir. Bu önem sadece Ramazan’a dair ibadetlerden kaynaklanmaz, aynı zamanda Ramazan Ayı içinde her inananın kendini muhasebeye çekmesi, kendisinin kötü ve iyi yanlarını müşahede edip, kötü yanlarını törpüleyip iyi yanlarını parlatması gerekir.
Ramazan ayının Türk-Osmanlı kültüründe de çok önemli bir yeri vardır. İbadetlerin bir coşku ve heyecanla, adeta bir festival içinde eda edilmesi yanında, Ramazan akşamlarında özellikle düzenlenen Ramazan eğlenceleri, bir İmparatorluk başkentinin kozmopolit kültüründen bütün ülkeye yayılmış ve Türk kültürünün olmazsa olmazları arasına girmiştir. Bugün sizlere Ramazan ayının önemi ve gereklerinden bahsedeceğim. Yazının sonunda göreceğiz ki, bugün maalesef halkımızın bir kesiminde, Ramazan ayının anlam ve önemine uymayan, ibadetlerin ana amaç ve hedeflerinden uzaklaşılan bir Ramazan uygulaması yaygınlaşmaktadır. Bu hem dinin doğru yorumlanmasını hem de Türk kültürünün sürekliliğini bozabilecek bir durumdur.
TDV İslâm Ansiklopedisi’nde Hacı Mehmet Günay Hocamızın Ramazan maddesinden alıntı yapalım: “Müslümanlarca sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edilen, büyük bir coşku ve heyecanla karşılanan Ramazanın başlıca özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
1. Kur’ân-ı Kerîm bu ayda indirilmeye başlanmış olup âyet ve hadislerde bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen (el-Kadr 97/3; Nesâî, “Ṣıyâm”, 5) Kadir gecesi de bu ayın içindedir. Bir âyette Kur’an’ın Ramazan ayında, bir başka âyette mübarek bir gecede, bir diğerinde Kadir gecesinde inmeye başladığı haber verilmektedir (el-Bakara 2/185; ed-Duhân 44/1-3; el-Kadr 97/1). Kadir gecesi Ramazan içinde mübarek bir gece olduğundan âyetler arasında bir çelişki yoktur.
2. İslâm’ın beş şartından biri olan oruç bu ayda tutulur (el-Bakara 2/183-185; Buhârî, “Ṣavm”, 1; Müslim, “Îmân”, 8, 9).
3. Hz. Peygamber’in inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek kılan kişinin geçmiş günahlarının bağışlanacağını bildirdiği ve kendisi de bizzat kılarak ümmeti için sünnet olduğunu gösterdiği (Buhârî, “Ṣalâtü’t-terâvîḥ”, 1; Müslim, “Ṣalâtü’l-müsâfirîn”, 173-178) teravih namazı bu aya mahsus ibadetlerdendir.
4. Malî bir ibadet olan fitrenin (fıtır sadakası) bu ayın sonunda ve bayramdan önce ödenmesi gerekir. Bu ayda yapılan diğer yardımların da öteki aylara göre daha sevap ve faziletli olduğuna dair hadisler vardır (Buhârî, “Ṣavm”,........
© Yeni Birlik
