menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mümkün olsa kalacaktım bir ömür boyu Barla’da

8 1
03.06.2025

ISPARTA - YILDIZ FIRTINA

–Dünden devam–

SEMİNER RUHLARA GIDA OLDU

Tesislere dönüp planladığımız programa orada devam ettik. Programımızda bir seminer vardı. Seminerimizin konusu: “Üstadımızın şahs-ı manevîsi Mehd-i Azam Bediüzzaman” idi. İlgili terimlerin açılımını yaptıktan sonra konuyu önce Risale-i Nur’da geçen ifadeleri izahla, ardından 1. Şua’da geçen ayetler ve yine konuyla ilgili derlediğimiz hadislerden takviye ile devam ettirdik. “Kur’ân-ı mucizülbeyanın i’caz-ı manevîsinden süzülen Risale-i Nur şu dehşeti görülmemiş asrın bid’akar savletlerine karşı bir sedd-i Kur’ânî ve bir seyf-i imanî hasiyetiyle muannid küfrü mutlakın mülevves tortularını yok ederek zulümat ile dolu kalplere nur ve iman aşılayan ta kıyamete kadar Kur’ân’ın elinde inci saçan bir kılıçtır.”

Programdan sonra istirahat.. Ve sabah namazıyla teras kattaki gün doğumu heyecanını birlikte tefekkür ettikten sonra hemen hızla tekrar “bir tur daha atalım bu mübarek beldeye gelmişken” diyerek yola koyulduk. Yine Üstadımızın evinde genişçe bir ders halkası ile –başka gruplardan da katılanlarla- bir bahis daha okuduk. Aldığımız hazzın tarifi yok.

ÇAM DAĞINA ÇIKTIK

Tekrar tesislere dönüp kahvaltı yaptıktan sonra Çam Dağına çıktık. Manevî havası gibi maddî havası da çok güzel ve doyurucu idi. Katran Ağacı mevkiinde Çam Dağında yazılan iki bahsi okuyup Üstadın ağzından dinler gibi tefekkür ettik. Hayatına tahammül edilemeyen Katran ağacı artık yoktu. Ama Çam ağacı ölüsüyle de hizmet etmeye devam ediyordu. Zalim hunharlar katranı yok ettikleri gibi Çam ağacına güçleri yetmemişti!

HEDEF İSLÂMKÖY

Vaktin sınırları bizi zorladığı için Çam Dağından da hüzünle ayrılıp İslâmköy’e doğru yola koyulduk. Tabiî bizim için ayrı bir heyecan ve anlamdaydı bu belde. Zira hayran olduğum iki isim vardı burada: Hafız Ali ve Muhteşem Süleyman. Hafız Ali Denizli’de medfundu. Evi de artık Kur’ân kursu idi. Ondan iz bulamadık. Süleyman Demirel’in kabrinin olduğu alan çocukluğunda çobanlık yaptığı Gelincik Dağındaki tepede idi. Menderes’in Su Müdürü, Barajlar Kralı; adına ve hizmetlerine yaraşır bir şekilde baraj temsilî siluet altında, tepedeki muazzam bir mekânda yatmaktaydı.

Yazacaklarımızı sınırlı tuttuk. Yoksa sayfalar dolusu yazsak bitiremezdik. “Bizi bu saadete eriştiren Allah’a hamdolsun. Eğer o........

© Yeni Asya