Kendini neden borca sokuyorsun?
Cömertlik ve Kerem
Yardım eden kimse Allah’ın keremine ve cömertliğine mazhar olmuştur. Çünkü asıl veren, Cevad olan, Vehhab olan, Kerim olan, cömert olan Allah’tır. Vermeyen ve alan kimsenin ise bu konuda mazhar olduğu herhangi bir esma yoktur. Netice itibariyle vermemekte ve tutmakta hayır da yoktur, iyilik de yoktur, Allah katında makbuliyet de yoktur, derece de yoktur.
Oysa vermek derecelerle doludur. Kur’ân birçok ayetiyle vermeyi ve üstelik en iyisinden vermeyi teşvik ettiği gibi, Peygamber Efendimiz (asm) âdeta bir cömertlik ve kerem timsaliydi. Ashab-ı Kiram da vermek konusunda birbirleriyle yarışırlardı. Vermemek ve tutmak Ashabın çarşısında hiçbir şekilde rağbet görmezdi.
Asr-ı Saadeti kendisine örnek alan Bediüzzaman ise, Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiye’de iken kendisine naspedilen maaştan kut-u lâyemut kadarını almış, gerisi ile kitaplarını bastırıp ücretsiz dağıtmıştır. Bu hareketinin sebebini soranlara, “Maaştan bana kût-u lâyemut caizdir; fazlası millet malıdır. Bu suretle millete iade ediyorum”1 demiştir.
“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.”2 “O takva sahipleri........
© Yeni Asya
