menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hayatın yirmi dokuzuncu hassası

7 1
08.05.2025

“Kâinatın neticesi hayat olduğu gibi, hayatın neticesi olan şükür ve ibadet dahi, kâinatın sebeb-i hilkati ve ille-i gayesi ve maksud neticesidir. Evet, bu kâinatın Sâni-i Hayy-ı Kayyûmu, bu kadar hadsiz envâ-ı nimetiyle kendini zîhayatlara bildirip sevdirdi-ğine mukabil, elbette zîhayatlardan o nimet-lere karşı teşekkür; ve sevdirmesine mukabil sevmelerini; ve kıymettar san’atlarına mukabil medh ü senâ etmelerini; ve evâmir-i Rabbânîsine karşı itaat ve ubudiyetle mukabele etmelerini ister.”1Bu manayı açar mısınız?

Kâinat ve Şükür

Kâinat ile şükür arasında çok doğru ve düzenli bir ilişki vardır. Çünkü her nimet, her varlık, her emek teşekkür ister. Kâinatı halk eden, o büyük emeği ortaya koyan ve içine sayısız akıl sahibi varlık koyan yaratıcıya kâinat büyüklüğünde ve sonsuzluğunda sonsuz teşekkür etmek de yaratılan akıl sahibi varlıkların vazifesi olsa gerektir.

Melekler teşekkür edenlerin başında yer alır. Ama sırf “teşekkür etmek” için yaratılmış “cinler ve insanlar” da bu teşekkürün farklı bir boyutunu teşkil ediyorlar. “Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım”2........

© Yeni Asya