Suriye meselesinde zihnî iğfalden korunalım…
Diğerleri ise bu dönemin diktatörlük dönemi olduğundan bahsediyorlar… Dünya siyasetinin, ticaretinin ve sosyal hayatının; müthiş bir inkılâp sürecinde olduğunu herkes kabul ediyor. İşte bu aralıkta yakın geçmişteki hakikatlerin, meseleleri doğru anlamamızı engelleyecek biçimde siyah örtülerle kapatıldığına şahit oluyoruz. Geleceğimizi de alâkadar edecek bu hadiseler; adaleti bulmamızı, doğru medeniyete ulaşmamızı ve doğru demokrasilerin inşasını engelleyecek hareketler olduğundan, insaniyeti savunanların bu noktalara dikkat etmeleri gerekiyor.
Cinayetlerin faillerini, çeşitlerini, mahallerini ve delillerini karartmaya yönelik dehşetli bir global icraat… 12 Eylül cinayetini unutturmak üzere imal ettikleri “28 Şubat” ve “15 Temmuz” örtüleri gibi… Küresel Marksistlerin Kemalistlerin önderliğinde gerçekleştirdikleri bu sinsi ihtilâlin nesillerimizce bilinmemesi, milletimizin demokrasiye kavuşmasını geciktirmiyor mu? Zira toplumdan, çözümün doğru adresini gizlemişler ve bu durum kırk beş senemize yazık oldu.
Aynısını; “Arap Baharı” veya “Suriye Savaşı” dedikleri, 11 Eylül sonrasındaki yakın tarih için icra etmeye çalışıyorlar. 12 Eylül İhtilâli’nin mahiyeti bilinmeden ne Büyük Ortadoğu Projesi’nin, ne Yeşil Kuşak işgalinin, ne Irak Savaşı’nın, ne de Libya felâketinin anlaşılması asla mümkün değildir. Felâketlerin, Türkiye 12 Eylül’üne dayandığını araştırmalar ortaya koyuyor. Önce o ihtilâli unutturmaya çalıştılar, şimdi ise o facianın devamı sayılan 11 Eylül sonrasındaki Arap Baharı felâketinin sebeplerini,........
© Yeni Asya
