Yavuz Bülent Bâkiler’in ardından...
Onun ardından kaleme alınacak her satır, yalnızca bir şairi anmakla sınırlı değildir. Aynı zamanda, dilin, iman hakikatlerinin ve manevî mirasın korunması için verdiği ömrü de hatırlamak demektir. Bâkiler, şiirlerinde ince bir duyarlılıkla Anadolu’nun sesini dile getirmiş konuşmalarında ise Risale-i Nur’un berrak üslubunu örnek göstererek Türkçe’ye sahip çıkmanın bir iman vazifesi olduğunu vurgulamıştır.
Bâkiler, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’ne duyduğu muhabbeti her fırsatta dile getirmiştir. Risale-i Nur’u yalnızca bir tefsir değil, aynı zamanda Türkçenin en güzel ve en saf örneklerinden biri olarak görmüş, “Dilde ve dinde inkılâp olmaz” ifadesiyle dilin ve imanî hakikatlerin korunmasının hayatî önemine dikkat çekmiştir. Bu yaklaşımı, onun edebiyat anlayışında da belirleyici bir çizgi oluşturmuştur. Dilin........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d