Ezber arttı, idrak kayboldu
Her köşede bilgi çağı denilen bir gürültü, her elin avucunda milyarlarca kelime... Lâkin o kelimelerin altında ezilmiş bir mânâsızlık, bir ruh boşluğu, bir idrak yoksunluğu var. İnsan, artık çok biliyor ama az anlıyor. Ezber artıyor, tefekkür azalıyor. İlim, hikmetten koparılmış. Bilgi, imanla irtibatını kaybetmiş. Düşünen insanın yerini, konuşan makineler; idrak eden aklın yerini, ezberle dolmuş zihinler alıyor. Eskiden cehalet, okumamışlıkla tarif edilirdi. Şimdi ise diploma ile tescilleniyor. Zira bir insan, nice kitaplar okuyup, nice makaleler yazar. Lâkin kalbinde bir nur parlamamışsa, o bilgi, yalnızca zihne yığılmış bir yüktür. Bediüzzaman, Hakikat Çekirdekleri kısmında şöyle diyor. “İlimde iz'an-ı kalb olmazsa, cehildir. İltizam başka, itikad başkadır.” Zira nur, kalpten akla yürür; akıldan kalbe değil. Bugün ise ilim, kalbi terbiye eden bir hikmet olmaktan çıkmış; kuru bir ezberin, kör bir rekabetin, manasız bir gösterişin aracı hâline gelmiştir.
Mekteplerimiz, evvelâ ruhu, sonra da fikri unutmuş durumda. Eğitim, insanı insan yapan değil; insanı ölçüye, nota, puan ve........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein