Emanete hıyanet edilemez
İnsanın kendine zulmetmesinin hem bu dünyada zarardır, hem de ahirette hesabı sorulacaktır. Haramların tamamını “Neden?” diye sorguladığımızda, insanın kendine verdiği zarardan dolayı ortaya bir alacak-verecek davası çıkıyor. Meselâ vücudun hakkı temiz, helal gıdalarla beslenip sağlıklı yaşamak iken, insan haram maddelerle vücuduna zarar verirse, hem emanete hıyanet cezası, hem de haksızlığa uğrayan o vücudun tüm organ, doku ve zerrelerinin o kişiden bir alacak davası ortaya çıkıyor. Yani insan asla “Ben başkasına zarar vermiyorum ki, benim vücudum, benim kararım” diyemez.
Verilere göre ülkemizde son yıllarda eğitimli kişilerde de artış gösteren intihar olayları karşısında üzüntü duyuyoruz. Bu vakaların sosyal medyada romantik müziklerle günlerce servis edilmesi, intihar edenin şirin, masum ve mağdur gösterilmesi de son derece yanlıştır. Bu şekilde haberler, gelecek intiharların önünü kapatmadığı gibi, sevdiği için canına kıymayı bir kahramanlık gibi göstermek ve teşvik etmeye sebep olur. Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır. Kendini öldürmek, başka bir insanı öldürüp katil olmaktan daha aşağı bir kötülük değildir. Hatta, birini öldüren ahirette onunla yüzleşerek helallik isteyebilir, belki cezası ona göre değişebilir. Peki ya kendini öldüren? Kendinden helallik bile alamayacak. Çok daha kötü bir durumdur.
İntihar eden kişi yaptığı fiilin büyük bir günah olduğunu kabul ediyorsa günahkâr olarak gitmiştir. İmansız gitti denilemez. Ama Allah’ın yasakladığını helal ve normal görüyorsa küfre düşmüş demektir. Kişinin durumuna göre akıbetini ve ahiretteki durumunu ancak Allah bilir. Fakat bu konuda kesin ayet ve hadisler vardır. Meselenin önemi ve caydırıcı olması için bunların bilinmesi gerekir.
“... Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız.” 1
“Kendi nefislerinizi de öldürmeyin. Doğrusu Allah........
© Yeni Asya
