Anahtarı bana vermiyorlar!
2016 öncesi Çiğli’deki evimizde yaptığımız mütalâalı dersimize bir dönem iştirak etti, izahlarıyla gönlümüzü kazanmıştı. Zaten o, takdir edilen, sevilen, sayılan hatırşinas bir ağabeyimizdi.
Müsaadenizle ismini veremeyeceğim, ama bu defaki görüşmemizden aldığım hayatî dersi sizinle paylaşmak isterim.
Dün aramış, uzun uzun görüşmüştük, bugün de aradı, yakınımızdaki sohbet ehli kardeşlerden ikisinin telefonunu verdi, irtibat kuralım diye. Dün de kendisini bahçeye davet ettim, bugün de davet edince beni şok eden o cümlesini duydum ve bir hayli düşündüm ki o cümlesi şu: “Mehmet kardeş, anahtarı bana vermiyorlar!”
1935 doğumlu olan bu mübarek zat, nerede hizmet, nerede sohbet var, o, orada ya da yoldadır. Hanımı vefat edeli yıllar olmuş, kızıyla beraber kalıyor. Depremde onların dairesinin bulunduğu bina yıkılır, kiraya çıkarlar. O gün, bugün, dairesinin anahtarını bekler.
“Depremde yıkılan evimin anahtarı bende de vardı, ama artık yaş 88 olunca, evden dışarıya çıkmayayım diye tedbiren anahtarı bana vermiyorlar. O sebeple, davetine icabet........
© Yeni Asya
