Güven zedelenirse...
Rousseau’nun sözünü ettiği toplum sözleşmesi, fertlerin kendi iradeleriyle bir organizasyona katılmalarıdır.
Bu sözleşme, ferdî hürriyetlerin korunması ve ortak iyiliğin sağlanması gayesiyle bir araya gelmeyi ifade eder ve topluma güven verir.
Bir doktorun diplomasının gerçek olup olmadığı konusunda güven kaybı, sadece o doktoru değil; bütün bir sağlık sistemine olan güveni zedeler.
Bir mühendis belgesinin sahte olma ihtimali, yaptığı köprüden geçen herkesi tereddüte düşürür. Sahte öğretmen, akademisyen, emniyet veya yargı mensubu için de durum aynı.
Sahte diplomayı düzenleyen kadar, onu talep eden ve buna göz yuman da yozlaşır. Toplumun harcı, çimentosu olan güven kaybolur. Çöküş bir günde olmaz, ama kötülük sıradanlaştıkça hızlanır.
MÜ’MİN, GÜVENEN VE GÜVENİLENDİR
Peygamberimiz (asm) İslâmdan önce güveni inşa etmişti. Çevresinde en mert, en iyi huylu, en asil, komşuluk haklarını en iyi gözeten, en uysal, en doğru sözlü ve en güvenilir kimse olarak tanındı.
Mekke’de en güvenilir kimse olduğu için, bütün Mekkeliler -hatta düşmanları bile- en değerli şeylerini ona emanet ederlerdi. Çünkü o........
© Yeni Asya
