menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Şahsa bağlanmanın akıbeti

10 5
09.09.2025

Bu meyanda can alıcı soru şudur:

Terakkî için, selâmetli olan bir yola, sıhhatli bir fikre, bâkî bir davaya mı bağlanmalı? Yoksa, gayet zeki ve mükemmel görünen bir ferde, bir şahsa, bir fâniye mi bağlanmalı?

Bu can alıcı suale cevap olarak Kastamonu Lâhikası isimli eserde yer alan cansuyu mesabesindeki şu nuranî düstur ile mukabele edelim: “Haddinden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ve müfritâne âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadâkat ve sebat ve müfritâne irtibat ve ihlâs lâzımdır. Onda terakkî etmeliyiz.”

İşte manen terakkî etmenin yolu ve yöntemi, Bir şahs-ı vâhide âlî makam verip ona bağlanmak yerine, bir fikre, bir davaya, bir şahs-ı manevîye tam sadâkat, sebat, müfritâne irtibat ve ihlâsla bağlanmak lâzım.

«

Bir şahsa hak ettiği kadar değer vermek lâzım. Tâ ki, hakka-hakikate âyine olsun. Hakkından ve haddinden fazla bir fâniye değer verilmesi halinde ise, o şahsı ulvî-kudsî hakikatlerin önüne perde yapar. O perde yüzünden nurlu hakikatler görünmez hale gelir. Bu ise, şahsın kendisine de, ona bağlanan kimselere de büyük zararlar verir.

«

Hem küfür ve dalâlet canibinde, hem iman ve hidayet cephesinde manevî........

© Yeni Asya