menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Meşveret ve şûra emredilmiş

17 1
28.04.2025

Aynı şekilde, ulviyetine-kudsiyetine kanaat edilen meseleler kesin ve hükmî ifadelerle bir neticeye bağlanmışsa, onda da meşverete ihtiyaç hâsıl olmaz. Şayet, bu tarz kat’iyyet peydâ eden meseleler meşverete açılırsa, usûle aykırı hareket edildiği için, iş zıtlaşma, muaheze, münakaşa ve çekişmeye doğru gider. Bundan hayırlı bir netice çıkmaz.

Meselâ, İslâmın doğuşundan itibaren kesinleşmiş olan farz ibadetleri değiştirmeye dair bir mesele meşverete açılmaz.

Meselâ, “Tek adam sultasını kabul edelim mi, etmeyelim mi?”, yahut “Falan vatandaşı öldürelim mi, öldürmeyelim mi?” tarzında meşrû bir meşveret olmaz.

(Ara notu: Size absürd bir durum gibi gelebilir, ama 1952’de Malatya’da yapılan sözde bir meşverete bizzat katılan ve sonradan bu yaptığından pişman olan bir zattan şunu dinledim: O tarihte yaptığımız toplantıda istişare ettiğimiz mesele şuydu: Başbakan Menderes ile birlikte Malatya’ya gelecek olan gazeteci Ahmet Emin Yalman’ı öldürelim mi, öldürmeyelim mi? Çoğunluk “öldürelim” dedi. Tetikçi olarak da Hüseyin Üzmez üzerinde anlaşmaya varıldı. O da gitti, kaldığı otelin önünde bir........

© Yeni Asya