İman hizmeti ve hainlik ithamı
Devam eden ifadelerden açıkça anlaşılıyor ki, burada kastedilen manevî buhran, bütün beşeriyeti etkisi altına alan “dinsizlik-imansızlık” cereyanıdır.
Bu dehşetli tehlikeye karşı Hz. Bediüzzaman “Onun için, ben yalnız iman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum” diyor. 1
Hakikaten de onun asıl davası budur. Bütün ömrünü de aynı istikamette sarf etmiştir. Geri kalan diğer bütün meseleler, bunun yanında tali derecede kalmıştır.
Buna rağmen, o mübarek zât, yaşadığı dönemde, hatta günümüzde bile maksadının aksiyle itham edilmiştir. Keza, türlü isnat ve iftiralara maruz kalmıştır. Hakkında türlü dedikodular üretilmiş, kimileri tarafından da hainlikle suçlanmıştır.
Nitekim, günümüzün istikrarsız siyasetçilerinden Muharrem İnce, mükerrer defadır aynı suçlamada bulunmaya devam ediyor.
Kemalist geçinen bu kararsız siyasetçiye sormak lâzım: Siz bu “hainlik” suçlamasını neye göre yapıyorsunuz? Elinizde geçerli bir delil, bir belge var mıdır? Said Nursî ve eserleri asgarî elli sene boyunca asgarî iki bin mahkemeden geçti. İstisnasız bütün mahkemeler beraatle neticelendiği halde, siz ne hakla........
© Yeni Asya
