menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hidayet Allah’tan; sebepler vesile-vasıta

14 16
08.06.2025

Müsbet dairede de, menfî dairede de herşey zahirî sebeplere bağlı olarak meydana geliyor, oluyor, bitiyor…

Biz bu yazıda müsbet olan vesilelere, vasıtalara bakalım.

Hidayet, şüphesiz ki Allah’tandır. Cenab-ı Allah da, hidayeti sebeplere bağlamış. Buna göre, seminer, panel, konferans, mevlid programları, gazete, kitap, dergi ve sair neşriyat birer vasıtadan ibarettir. Aynı şekilde, bazı insanlar için makbul rüyalar da birer hidâyet vesilesi olabiliyor.

Sâdık rüyaların sıhhatinden şüphe yoktur. Nitekim, Üstad Bediüzzaman da Nur Külliyatında bu sadık rüyaların yanında, makbul bazı rüyaları da tensip ederek mektuplara, lâhikalara dahil etmiş.

İşte, bu yazıda nakledeceğimiz hikâye de, o makbul rüyalardan biriyle alâkalı.

Hikâyenin kahramanı İstanbul Başakşehir’den Nuray (müstear isim) Hanım. Vaktiyle Konya'da Mevlevî dergâhına iştirak etmiş. Ardından İstanbul'a gelip bir süre Gönenli Hafız Mehmed Efendinin sohbetlerine katılmış.

Hocasının vefatından sonra ise, Nuray Hanım ayrı ve yalnız kalmış. Az buçuk irtibatlı olduğu camiasıyla münasebeti büyük ölçüde kesilmiş. Ardından, birtakım bunalımlar geçirmiş, ailevî sıkıntılar yaşamış, vesâire…

Dünyevîler onu kendilerine çekememiş ise de, tam istediği gibi, yani huzur duyacağı bir çevre edinememiş. Aradan epeyce bir zaman geçmiş.

Nuray Hanım, bir rüyasında Üstad Bediüzzaman'ı görüyor. Sonra bir daha, bir daha. Yani, birbirine benzer mahiyetteki rüya defalarca tekerrür ediyor.

Rüyâ esnasında, Hz. Bediüzzaman'a........

© Yeni Asya